AK Parti Sözcüsü Beşir Atalay, Habertürk'e Melih Gökçek ile Arınç krizi ve Abdullah Gül ile Hakan Fidan'ın adaylığını değerlendirdi. İşte Atalay'ın röportajının ilgili bölümü;
Melih Gökçek’in oğlu Osman Gökçek neden aday olamadı?
Tamamen akraba ilişkisinden, başka bir nedeni yok. “Parti içinde 3. dereceye kadar akrabalığı olanlar aday gösterilmeyecek” şeklinde karar aldık.
Gökçek-Arınç polemiği yaşanmasaydı sonuç farklı olur muydu?
Hiç ilgisi yok.
Melih Gökçek’in Bülent Arınç’a yönelik sözlerini nasıl karşıladınız?
Çok yanlış buluyorum. Bir belediye başkanı olarak, Başbakan Yardımcımıza böyle şeyler söylemesi yanlıştı.
Cumhurbaşkanı’nın çözüm süreciyle ilgili çıkışları karşısında Bülent Arınç’ın ‘Hükümetimizi ve kendisini yıpratabilir’ yorumunu nasıl karşıladınız?
Bu konuda tartışmaya girmem. Partimizin belirlemiş olduğu bir stil vardır. Bakanlar Kurulu’nda ve Merkez Yürütme Kurulu’nda her şeyi konuşuruz. Orada en çok itiraz edenlerden biri de benim. Orada karşı koyarım, ama dışarıda az konuşurum. Böyle şeylerin basın önünde konuşulmasını doğru bulmuyorum.
Erdoğan’ın, İzleme Heyeti ve Dolmabahçe buluşmasıyla ilgili çıkışları sizi şaşırttı mı?
Bu konuda bir iletişimsizlik olmuş olabilir. Şu an çözüm süreciyle ilgili görüşmelerin içinde değilim ama Cumhurbaşkanı’mızın görüş beyan etmesini normal görüyorum, çünkü bu bir devlet meselesi. Tayyip Bey emek verdiği bir konuda görüş beyan ediyorsa, bunu ani tepki olarak değerlendirmemek lazım.
‘GÜL AYRI PARTİ KURMAZ’
Abdullah Gül neden aday olmadı? Bir küskünlük mü var?
Küskünlük yok, aday olmak istemedi. Bunu burada ilk kez açıklayayım, Abdullah Bey’e adaylık teklifini ben götürdüm. Başbakan’ımız Davutoğlu bana “Abdullah Bey’le görüş, tekrar aday olmak isterse başımızın üstünde yeri var” dedi. Ayrıca listeler hazırlanırken katkısı olup olmayacağını da sormamı istedi. Bu mesajları kendisine götürdüm. Abdullah Bey her iki teklif için de teşekkür etti ama reddetti ve dışarıda kalmak istedi.
Dışarıda kalmak istemesini nasıl karşılıyorsunuz? Ona karşı biraz vefasızlık yapılmadı mı?
Vefasızlık olarak nitelemeyelim ama Abdullah Gül’e karşı partimizin ve hükümetimizin gerekli hassasiyeti göstermesi gerekir.
Bu hassasiyet eksik kalmış olabilir mi?
Doğrusu, çok fazla bir şey söylemek istemiyorum. Ama Abdullah Bey bizim için önemli bir profil. Çok emeği var. Nadir yetişen insanlardan biri, kıymetini bilmek lazım. Şimdiki durumu, biraz da hayatın getirisi... Partimizin yeni genel başkanının kim olacağı konusunda tartışmalar yaşandı, o zaman görüşlerimizi söyledik. İstişareler sonunda bir karar verildi ve şimdi yeni bir süreçteyiz. Görevimiz bu süreci iyi yönetmek.
Gelecekte siyasete dönebileceği konusunda bir işaret alıyor musunuz?
Türkiye siyasetine katkısı olması gerektiğini düşünüyorum. Zaten bir vakıf kurdular ve think-thank gibi çalışacaklar. Oraya kendisinin siyasi görüşleri yansır.
Gül’ün yeni bir parti kurma ihtimali var mı?
Asla öyle bir şey olmaz. Abdullah Bey’de tam bir dava ahlakı vardır. Partiyi zayıflatacak bir davranış içinde olmaz.
HAKAN FİDAN OLAYI: "KEŞKE YAŞANMASAYDI"
“Hakan Fidan, Cumhurbaşkanı’nın tam onayı olmadan istifa etti. Tayyip Bey de bunu kabul etmedi. Keşke bunlar yaşanmasaydı. Hakan Fidan, bizim yetiştirdiğimiz iyi bir değerdir. Onu bürokrasiye ben kazandırdım.”
RÖPORTAJIN DEVAM İÇİN TIKLAYINIZ