İkinci ''
Ergenekon'' davasının
tutuklu sanıklarından
Cumhuriyet gazetesi
Ankara Temsilcisi Mustafa
Balbay, ''Genç Subaylar Tedirgin'' haberiyle ilgili olarak, ''Bugün bu yaşadığımız tartışmaların çok daha kaygılı ve sancılısı yaşandı o dönemde.
Askerler, yargı,
bürokrasi,
siyaset ve
Cumhurbaşkanlığı katında kaygı vardı. Biz de bu nabzı tutmak zorundaydık. O atmosfer içinde bu haber yapıldı'' dedi.
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesindeki
duruşmada savunmasına devam eden Balbay, kendisine atfedilen ve
emekli Oramiral Özden Örnek'e ait olduğu söylenen günlüklerle birlikte 2003-2004 yıllarındaki bir
darbe tasarımının önemli kanıtı olarak gösterilmeye çalışılan notların kendi tuttuğu notlar olmadığını söyledi.
Bu notların orijinal olmadığını savunan Balbay, kendi notlarının yıllar önce kullanmakta olduğu eski bilgisayarında bulunduğunu,
dosyaya konulan ve kendisine atfedilen notların ise orijinal notlarından esinlenilerek üretilip, oluşturulduğunu ileri sürdü.
İddianamede gazeteci olarak not tutmasına karşın bunları haber olarak değerlendirmediğinin ileri sürüldüğünü belirten Balbay, iddianamede, 10. Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer,
Genelkurmay Başkanı
İlker Başbuğ, emekli
Orgeneraller
Aytaç Yalman ve Şener
Eruygur ile yaptığı görüşmelere karşılık gelen 14 ayrı haber yaptığının ileri sürüldüğünü kaydetti.
Bu notların casper
marka bilgisayar kasasından elde edildiğinin belirtildiğini ancak kendisinin bu markada bir dizüstü bilgisayarının olmadığını dile getiren Balbay, bu notların ''txt'' uzantılı dosyalar olduğu ve ''MAC İşletim Sistemi'' ile oluşturulduğunun ifade edildiğini söyledi.
Balbay, notlarını kesinlikle, ''MAC İşletim Sistemi'' ile yazmadığını, bu sistemle çalışan bir bilgisayarının hiç olmadığını ve bu sistemi hiç kullanmadığını dile getirerek, windows ile çalışan bir bilgisayarda bu sistemle bir dosya oluşturulamayacağını anlattı.
Casper marka bilgisayardaki bu dosyaların orijinal değil,
kopya olduğunu ileri süren Balbay, kendisine ait olduğu söylenen yüz sayfayı aşkın notun 1 dakika 33 saniyede yazıldığının anlaşıldığını ifade etti. Balbay, bilgisayarının imajının da kendisine verilmediğini anlattı.
Mustafa Balbay, usulsüz ve kanuna aykırı olarak el konulan bilgisayarının içeriğine de kanuna aykırı olarak müdahale edildiğini iddia ederek, bunların
delil olarak kullanılamayacağını, bu nedenle
mahkemenin bu yönde bir karar vermesi gerektiğini kaydetti.
-''BİR DARBE ALGISI ALMADIM, AMA CİDDİ GERİLİM VARDI''
Mustafa Balbay, Cumhuriyet gazetesinde 23
Mayıs 2003'te ''Genç Subaylar Tedirgin'' başlığıyla yayımlanan haberle ilgili de açıklamalarda bulundu.
Bu yaz asker ve
Hükümet arasında yaşandığı gibi gerilimli günlerin geçirildiğini belirten Balbay, ''2003 yılında bu gerilimlerin belki de 10 katı daha fazlası yaşandı Türkiye'de'' dedi.
Bu manşette, bir genelkurmay başkanının, başbakana aktardığı kaygıların yer aldığını dile getiren Balbay, ''O dönemde benim not ettiğim gerilim, bizim yaşadığımızdan çok daha fazlaymış. Emekli Orgeneral
Hilmi Özkök, dosyadaki ifadesinde, bazı rahatsızlıklarını Başbakan'a ilettiğini kendisi belirtti'' şeklide konuştu.
Balbay, yazdığı bu haberin birer örneğini de mahkeme heyetine vererek, Türkiye'de o dönemde yaşanan olayları özetleyerek anlattı. ''Ben bir darbe algısı almadım, ama ciddi gerilim tedirginlik vardı'' diyen Balbay, böyle bir şeyi de ancak doğrulattıktan sonra haber yapabileceğini kaydetti.
O dönemde,
PKK terör örgütü
elebaşı Abdullah Öcalan'ın yargılanması, ardından idamın kaldırılması gibi konuların konuşulduğunu, bu konuları hem MİT hem de askerle gazeteci olarak 4-5 defa görüştüğünü anlatan Balbay, görüşmelerde gazetelerin Ankara temsilcilerinin de bulunduğunu anımsattı.
Mustafa Balbay, ''Bugün bu yaşadığımız tartışmaların çok daha kaygılı ve sancılısı yaşandı o dönemde. Askerler, yargı, bürokrasi, siyaset ve Cumhurbaşkanlığı katında kaygı vardı. Biz de bu nabzı tutmak zorundaydık. O atmosfer içinde bu haber yapıldı. Balbay, endişeleri haber yapmıştır'' dedi.
Gazetesindeki köşesinde ''en kötü
Meclis kapalı Meclisten daha iyidir'' düşüncesini birçok defa işlediğini anlatan Balbay, her Meclis açıldığında ''Meclisten beklentilerim'' adıyla haber yaptığını, ancak Meclisi ortadan kaldırmaya çalışmakla suçlandığını kaydetti.
Duruşma Balbay'ın savunmasıyla devam ediyor.