Türk Toraks Derneği, Cerattepe'de yapılması planlanan madene karşı basın açıklaması yayımladı. Açıklamada, "Türk Toraks Derneği olarak, kalkınmayı sadece ekonomik büyüme olarak değil, insanların ve doğanın ahenkli bir şekilde birbirlerini besleyerek ve biyoçeşitliliği koruyarak geliştirilmesi gerektiğini savunmaktayız." denildi.
Türk Toraks Derneği (TTD) tarafından yapılan yazılı açıklamada, Cerattepe'deki madene karşı düzenlenen eylemlere destek verildi. Açıklamada, "Ülkemizdeki kırk milli parktan ikisine ve üç ana kuş göç rotasından birisine sahip, yaban hayatı ve tabiatı koruma alanları gibi biyoçeşitliliği bünyesinde barındıran ve ülkemizdeki tek biyosfer alanını içerisinde barındıran Artvin'in, sağlıklı bir çevre ve yaşamı sürdürebilmek için hassasiyetle korunarak gelecek kuşaklara aktarılması doğru bir politika olacaktır." ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada şunlar kaydedildi: "Dünya Sağlık Örgütü sağlığı, kişinin ruhen, bedenen ve sosyal yönden tam bir iyilik hali olarak tanımlamaktadır. Yani bir kişinin sağlıklı olması demek sadece sakat ya da hasta olmaması demek değildir. Aksine bu tanım bedenen olduğu kadar, toplumsal ilişkilerimiz ve doğa ile kurduğumuz ilişkilerimizin de sağlıklı olmasını kapsamaktadır. Ekolojik felaketlerin gezegenimizin geleceğini tehdit ettiği bu dünyada sağlıklı olmanın yolunun sağlıklı bir çevrede yaşamaktan geçtiğini bilinmektedir. Bugün egemen olan büyüme ve gelişme biçiminin; bitkiyi, vahşi yaşamı, suyu, havası, biyoçeşitliliği, nehirleri, denizleri ve iklimi bir bütün olarak doğayı da yok ettiğini fark etmekte ve yaşanan bu yıkımın gerek bireysel gerekse toplumsal düzeyde sağlığı onarılmaz biçimde tahrip ettiğinin altını çizmektedir. Bu bakış açısı nedeniyle Türk Toraks Derneği, kalkınmayı sadece ekonomik büyüme olarak değil, insanların ve doğanın ahenkli bir şekilde birbirlerini besleyerek ve biyoçeşitliliği koruyarak geliştirilmesi gerektiğini savunmaktadır.
Sağlıklı bir çevrede yaşamanın sağlığı koruma ve geliştirmenin vazgeçilmez ilk koşulu olduğunu bilen hekimler olarak; ülkemizdeki kırk milli parktan ikisine ve üç ana kuş göç rotasından birisine sahip, yaban hayatı ve tabiatı koruma alanları gibi biyoçeşitliliği bünyesinde barındıran ve ülkemizdeki tek biyosfer alanının kendi il sınırları içerisinde olmasının haklı gururunu yaşayan Artvin'in, sağlıklı bir çevre ve yaşamı sürdürebilmek için hassasiyetle korunarak gelecek kuşaklara aktarılmasının doğru bir politika olacağını düşünmektedir. Bu bağlamda son günlerde ülke kamuoyunun dikkatini çeken Cerattepe'de, 2700 ayrı bitki türünün bulunması, var olan bu biyoçeşitliliğin pek çok ülkenin tüm bitki çeşitliliğinden daha fazla olması, Cerattepe çevresindeki ormanların gen koruma havuzu olarak tanımlanması, maden işletilmesi için ağaçların kesilmesinin konuşulduğu bir ortamda Artvin ve Cerattepe konusunda hassasiyetimizin aslında ne kadar üst düzeyde olması gerektiğini kanıtlamaktadır. Tüm bunların ötesinde Artvin bölgesi, antik çağlardan bugüne Türkiye'nin zengin insani ve kültürel birikime sahip bir yaşam alanıdır. Bu bağlamda bölge insanının yaşamı; tahrip edilmesi gereken değil, aksine doğa ve insan birlikteliğinin uyum içerisinde nasıl olabileceğini gösterdiği için örnek alınması gereken bir modeldir.
Ulusal akciğer sağlığını geliştirmeyi amaçlayan bir uzmanlık derneği olarak, insan sağlığını bozan tüm ekolojik sorunların çözüm noktasının, 'sürdürülebilir kalkınma' bakış açısının yerini 'sürdürülebilir bir gelecek ve yaşam'ın alması gerektiğini bilmekteyiz. Bu nedenle toplumsal ve ekonomik gelişmenin, sağlığının teminatı olan çevrenin tahribatına rağmen sürdürüldüğü takdirde, toplumu ve gelecek kuşakları tehdit etmesi nedeniyle 'gelişme' ve 'kalkınma' olarak değerlendirilmemesi gerektiğini savunmaktayız. Bu bakış açısının bir yansıması olarak Cerattepe'deki doğal ve insani zenginliğin, madencilik faaliyeti nedeniyle hem de hukuk kararlarının aksine tahrip edilmeye çalışılmasını kaygı verici buluyoruz. Çevre halkı ile uyum içerisinde sürdürülebilir bir gelecek ve yaşam için çevre süreçlerinde şeffaflığın güvence altına alınmasını sağlayacak olan Aarhus Sözleşmesi'nin de bir an önce imzalanıp hayata geçmesini talep etmekteyiz.
Türk Toraks Derneği; Cerattepe'nin sürdürülebilir geleceği ve yaşamı, Cerattepelilerin binlerce küçük ışığının ülkemizin aydınlık geleceğini temsil ettiğini bilmektedir." CİHAN