Bediüzzaman Said
Nursi'nin talebeleri
Mehmet Fırıncı ve Mehmet Kırkıncı hocaefendilerin ardından, 'Üstad'ın bir diğer talebesi
Abdullah Yeğin (86) de '
evet' diyeceğini açıkladı. Yeğin,
ülkenin
kanun devleti olması için oyunu bu yönde kullanacağını söylüyor. Halkoylamasına sunulacak
sivil anayasa paketine müspet baktığını ifade ederken, gerekçelerini tarihsel sürece dayandırıyor. Seçkinlerin, halkın seçtiklerine 'hükümet etme' imkanı tanımadığına vurgu yaparak, "Devlete ayrıcalıklı şahısların değil, kanunların hükmetmesi gerekir. Memlekete adaletin
tayin ettiği hâkimlerin hükmetmesi lazım. Türkiye'de bu işler yıllardır oturmadı. Tepeden
inme emirlerle işler yürütülmeye çalışıldı. Bu da ülke gelişiminin aleyhine oldu. Seçkinler, halkın seçtiklerinin değil, kendi isteklerinin hükümetini kurdular." şeklinde konuşuyor. Adalete ters düşünceleri uygun hale getirmenin tek çaresini 'kanun yapmak' olarak gören Yeğin, yeni bir anayasanın bu yüzden ehemmiyetli olduğunu, bunun hem İslamiyet'in hem de demokrasinin gereği olduğunu kaydediyor.
Abdullah Yeğin,
referanduma değinirken yıllardır milletin kasten haksızlığa uğramasına sebep olanlardan, halka 'derebeylik' yapanlardan ve yanlış cereyanlara sürükleyenlerden bahsediyor. Milleti bu 'derebeylerden' kurtarmak için de yeni bir anayasanın önemine dikkat çekiyor.
Said Nursi'nin, "Menfaat için çalışan
siyaset canavardır." sözünü hatırlatarak, "Biz milletin, memleketin canavarlıktan kurtulmasını istiyoruz. Kanunsuz hareketler de canavarlıktır, derebeyliktir, cahilliktir.
Allah izin verirse 12
Eylül'de yeni bir anayasa için 'evet' diyeceğim." ifadelerini kullanıyor. Yeğin, yapılacak değişikliğin iyi ve yeterli anlatılması halinde halkın çoğunun referandumda 'evet' yönünde oy kullanacağını düşünüyor. Ülkenin tam demokrasiye geçmesi için mevcut anayasanın mutlaka değişmesi gerektiğini dile getirirken 13 Eylül sabahı 'evet'lerin çok çıkması halinde Türkiye'nin kazanacağını belirtiyor.
Üstad'ın son nefesinde yanındaydı
Abdullah Yeğin, Üstad
Bediüzzaman Said Nursi ile 1936-1943 yılları arasında, Kastamonu'da mecburi ikamete tabi tutulduğu yıllarda tanıştı. Henüz bir
ortaokul talebesi iken kendisini ziyaret edip elini öpmüş ve talebesi olmuştu. Arkadaşlarıyla gerçekleştirdiği bir ziyaretinde, Üstad Bediüzzaman'a "Muallimlerimiz Allah'tan bahsetmiyor. Bize Hâlık'ımızı tanıttır." demişti. Bediüzzaman'ın mektuplarında, "Araçlı Abdullah" olarak da adı geçen Yeğin,
Risale-i Nur hizmetinde bulunmasından dolayı hakkında en çok
dava açılan Nur talebelerinden birisiydi.
Urfa,
Gaziantep,
Ankara ve
Adana hapishanelerinde aylarca yatmış olmasına rağmen davaların hepsi de beraatle neticelenmişti. Üstad'ın son nefesinde de yanındaydı. Şu an 86 yaşında olan Abdullah Yeğin,
İstanbul Fatih'te yaşıyor ve ilerlemiş yaşına rağmen hizmetlerine ara vermeden devam ediyor.