Anayasa değişiklik paketi için gözler bugün
Anayasa Mahkemesi'ne çevrildi.
Hukukçular ise Anayasa Mahkemesi
Başkanvekili Osman
Paksüt'ün 2007 yılında savunduğu görüşlerinin arkasında durması gerektiğini söylediler. Paksüt, 2007 yılında yazdığı muhalefet şerhinde,
referanduma sunulan
Anayasa değişikliğinin Resmi Gazete’de yayımlanmasının bilgilendirme amaçlı olduğuna dikkat çekerek, “Anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesi için TBMM'nin iradesinin yanı sıra
halk iradesinin de aynı noktada tecellisi gerekli görülmüş ise halk iradesinin ortaya çıkmasının beklenmesi gerekir" dedi.
REFERANDUMDA KABUL EDİLMELİ
**
Gazi Üniversitesi
Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ethem Atay, Paksüt’ün bu görüşlerine
destek vererek, “Anayasa değişikliği Resmi Gazete’de yayımlanmasına rağmen yürürlüğe girmemiştir. Yürürlüğe girmesi için referandumda kabul edilmesi gerekir. Askıda olan bir süreç vardır. Referandumda reddedilirse paket yürürlüğe girmeyecektir. Anayasa değişikliği şu anda uygulanamaz. Uygulanması için referandumda kabul edilmesi gerekir. Anayasa Mahkemesi yürürlüğe girmemiş Anayasa değişikliği üzerinde inceleme yapamaz. Hele hele esas bakımından hiç inceleme yapamaz. Anayasa Mahkemesi Anayasa değişikliklerini sadece şekil açısından inceleyebilir. Anayasa Mahkemesi genişletici yorum yapamaz. Anayasa’nın lafzına sadık kalmak zorundadır" diye konuştu.
** Doç.Dr. Yusuf Şevki Hakyemez ise “Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün sözlerine katılıyorum. Anayasa paketinin Resmi Gazete’de yayınlanması bilgilendirme amaçlıdır. Anayasa paketi referanduma sunulduğuna göre Anayasa Mahkemesi’nin bu paket üzerinde hiçbir tasarrufta bulunmaması gerekir. Paksüt’ün söylediği gibi referandumda halk iradesinin tecelli etmesi beklenmelidir. Paksüt, TBMM’nin bile referanduma sunulan paket üzerinde tasarrufta bulunamayacağını söylüyor. Bu durumda Anayasa Mahkemesi hiçbir tasarrufta bulunamaz" dedi.
**
Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Vahap
Coşkun da “Paksüt’e katılıyorum. Anayasa Mahkemesi referandum sürecinin önünü açarak paketin halka sunulmasını sağlamalıdır. Halkın iradesini doğrudan göstermesi gerekir. Anayasa Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma
yetkisi de Anayasal bir yetki değildir" dedi.