Hiçbir siyasi olaya karışmadığı halde işkencelere maruz kalan bu isimlerden biri,
Abdurrahman Yücel. 12
Eylül'de gördüğü işkenceler sonucu gözlerini kaybeden yücel herkesi
referandum'da '
evet' demeye çağırıyor.
Türkiye 12 Eylül 1980'de
darbeyi yaşadı.
Karanlık odakların kirli oyunlarla - kanlı eylemlerle olgunlaştırdığı darbe sonrası
insan hakları ayaklar altındaydı.
Binlerce masum, bu karanlık dönemde işkence gördü. Adıyamanlı Abdurrahman Yücel bunlardan sadece biri.... "Abdurrahman Yücel sen misin?" sorusuyla başlayan hikâyesi, sırf isim benzerliğinden dolayı gördüğü işkencelerle tam bir trajediye döndü.
Yücel, dönemin meşhur işkencehanesi 'Pirin Palas Hapishanesi'ndeki karanlık odada yediği dayakları anlatırken o günleri yaşıyorcasına sesi titriyor.
Bu işkenceler sırasında gözlerini kaybettiği gibi işitme yetisi de büyük kayba uğruyor.
İki ay boyunca gördüğü işkencelerden sonra hiçbir açıklama yapılmadan, kiminle karıştırıldığı bile söylenmeden serbest bırakılmış Yücel... Hayatının geri kalan 30 yılı da 'karanlıklar' içinde geçmiş.
Şimdi, bir hiç uğruna kaybettiği gözlerinin hesabını sormaya hazırlanıyor. Bütün vatandaşları referandumda 'evet' demeye çağırırken, 'Darbecilere ilk davayı ben açacağım.' diyor.