Partilerin şimdiden statükoyla mücadele eden ve statükoyu savunanlar olarak kamplaştığını dile getiren
siyaset bilimciler, "
Anayasa değişikliği siyasi ve
toplum hayatında önemli bir
demokratikleşmeyi de beraberinde getirecektir ve
halk da bunu çok iyi bilmektedir" görüşünü dile getirdi.
BARAJA TAKILMA UYARISI
12
Eylül'de halkoylamasına sunulacak
Anayasa değişikliğine "hayır" diyeceğini açıklayan
MHP, tabanın desteğini kaybetmekle karşı karşıya geldi. Yıllarca cezaevlerinde işkenceye maruz kalan
ülkücü hareketin önde gelenleri, MHP'ye "Baraja takılma" uyarısında bulunurken, siyaset bilimciler, "Tabandan kopuk bir partinin yaşamını devam ettirmesi imkansız.
12 Eylül'de türlü işkencelerle yıllarca cezaevlerinde kalmış ülkücü hareketin
mağdurlarının, 12 Eylül'de
hesap sorması engellenirse MHP bunu tabanına anlatamaz" görüşünü dile getirdi.
Kürt aydını ve yazar Ümit
Fırat ise
BDP'nin halkoylamasına katılmamasını eleştirerek, MHP ve
İşçi Partisi ile aynı yelpazede yer almasını, kimsenin Kürtlere izah edemeyeceğini söyledi.
Üç parti de anlatmakta zorlanırlar
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Siyaset Bilimci Prof. Dr.
Mümtazer Türköne, 12 Eylül diktasının en fazla mağdur ettiği kesimin MHP olduğunu belirterek, "Darbeciler
darbe yapmak için Parti Genel Merkezi'ni bastı. Yıllarca parti mensupları cezaevlerinde işkencelere maruz kaldılar. Bu işkencecilere, haksızlıkları yapanlara hesap sormak için fırsat yakalanmış. Bunu engellemeye çalışan bir MHP gerekçesini tabanına anlatamaz" dedi. Anayasa değişikliğine "hayır" oyu vereceğini açıklayan MHP, BDP ve
CHP'nin neden hayır diyeceklerini de tabanlarına anlatamayacağını dile getiren Türköne, "Bu üç parti de içerik olarak, neden anayasa değişikliğine karşı geldiklerini anlatamazlar. Sadece taktiksel mülahazalarla karşı çıkıyorlar. Anayasa değişikliğinin Türkiye'ye ne getireceğine hiç dikkat etmiyorlar. Bugün
AK Parti tarafından statükoya karşı bir mücadele varken, MHP, CHP ve BDP statüko savunuculuğunu yapıyormuş gibi bir durum ortaya çıkmıştır" dedi.
MHP kendi politikasıyla çelişiyor
Siyaset Bilimci ve
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Naci
Bostancı ise MHP lideri Devlet Bahçeli'nin, demokratikleşme ve milliyetçiliği halk tabanına yayma politikaları ile Anayasa değişikliğine karşı çıkmasının bir biriyle uyuşmadığını söyledi. Prof. Bostancı, MHP'nin anayasa değişikliğine karşı çıkmasını "İktidar muhalefet anlamlandırması" çerçevesinde değerlendirdiğini belirterek, "MHP'nin burada esasen kendi durduğu yer ve yürüttüğü siyasi faaliyetlere çok da uygun bir hareket değil. Bu Türkiye'deki
iktidar-muhalefet anlayışının bir kez daha gözden geçirilmesi gerektiğini de ortaya koyuyor. Ben bu anayasa değişikliğinin AK Parti'nin 2007'de aldığı oydan çok daha fazla oy alacağını düşünüyorum" dedi.
Parti yönetiminin sevilmediği realite
MHP'de
bakanlık ve milletvekilliği de yapmış olan Prof. Dr. Enis Öksüz, tabanın parti yönetimini sevmediğinin bir realite olduğunu belirterek, "Ancak bu şu demek değildir: Yani bugün bu parti yönetimini sevmiyorum, gideyim başka partiye geçeyim veya oy vereyim. Bu demek değildir. Böyle birşey MHP için yani tespitlerimi söylüyorum olmaz. Bu tür refleksler her parti içinde olabilir" dedi. Prof. Öksüz, anayasa değişikliğine meclis görüşmelerinden beri karşı çıktığını hatırlatarak, "Haklı mı haksız mı? bunu ben değerlendiremem. Doğru da olmaz" diye konuştu.
Stalin ve Hitler ittifakına benzer
Kürt aydını ve yazar
Ümit Fırat, BDP'nin halkoylamasına katılmamasını eleştirip, BDP'nin MHP ve İşçi Partisi ile aynı yelpazede yer almasını Kürtlere izah edemeyeceğini söyledi. Tarihte buna benzer ittifakların bulunduğunu hatırlatan Fırat, "Tarihte böyle şeyler görünüyor. Taban tabana zıt görünenler el şıkışmasalar da ortak
hedef için zimmi
ortaklık yapabiliyorlar. Stalin ve Hitler de tarihte birleşmişti. Ahlaki değil bunlar ancak oluyor" dedi. Fırat, Kürtlerin büyük çoğunluğunun halkoylamasında
evet diyeceğini savundu.