Bu kesimler yapılan değişiklikle eşit şartlarda mücadele imkanına kavuşacak. Böylece engellilerin, lehlerine yapılan
düzenlemeleri "
Anayasa Mahkemesi ne zaman iptal edecek?" korkusu da sona erecek
ESKi HALi
MADDE 10. Herkes, dil, ırk,
renk,
cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi
inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin
kanun önünde eşittir.
Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.
YENi HALi
MADDE 10. Herkes, dil, ırk, vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi malul ve gaziler için alınacak
tedbir-inanç, din, mezhep ve benzeri ler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz. sebeplerle ayırım gözetilmeksizin Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sını- kanun önünde eşittir. fa imtiyaz tanınamaz. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahip- Devlet organları ve idare makamları tir. Devlet, bu eşitliğin yaşama bütün işlemlerinde kanun önünde eşit-geçmesini sağlamakla yükümlüdür. lik ilkesine uygun olarak hareket etmek
Çocuklar, yaşlılar,
özürlüler, harp ve zorundadırlar.
KADINLARA AYRIMCILIK FİRSATI
AK Parti Kadın Kolları Başkanı Fatma
Şahin, eşitlik ilkesini doğrudan
uygulamanın toplumun ezilen kesimlerinin aleyhine işlediğini söyledi. "Değişiklikle toplumun zayıf kesimlerinin eli güçlendi" dedi.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi'n-de kadınlara yönelik birçok çalışmasıyla da tanınan
Gaziantep Milletvekili Fatma Şahin, Anayasa'nın 10. maddesinde yapılan değişiklikle kadınlar başta olmak üzere toplumun dezavantajlı kesimleri lehine yapılacak düzenlemelerin eşitlik ilkesine aykırı olamayacağını söyledi. 2007'deki
Anayasa değişikliğinde eşitlik ilkesinde değişiklik yapılarak 'Kadın-erkek eşittir' kuralının getirildiğini belirten Şahin, bu düzenlemenin kadınlara yönelik pozitif ayrımcılığın ön adımı olduğunu kaydetti. "Anayasal güvence altına alarak kadın-erkek eşitliğinde pozitif ayrımcılığın önünü açtık. Kadınlar lehine yapılacak düzenlemelerin eşitlik ilkesine aykırı olmayacağının yolu açıldı" diyen Şahin, "Ancak kadınlar lehine yapılan düzenlemelerin
mahkemelerde iptal ettirilmesi söz konusu olabilirdi" şeklinde konuştu.
AYRICALIK TANINIYOR
Bu algıyı ortadan kaldırmak için net olarak bu ifadelerin Anayasa'da yazıldığına işaret eden Şahin, " Net ifadelerle kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık yapılabileceğini yazıyoruz. Örneğin Siyasi Partiler Kanunu'nda
seçimlerde
siyasi partilerin kadınlara
kota koymasına yönelik düzenleme Anayasa'ya aykırı olmayacak" dedi. AK Par ti ola rak ka dın la ra yö ne lik birçok pozif ayrımcılığın adımını attıklarını aktaran Şahin, "Kadınların işe alınması halinde
sigorta primlerinin devlet tarafından ödeneceğini düzenledik. Ama bu düzenlemelerin Anayasal dayanağı yoktu.
Anayasa Mahkemesi iptal edebilirdi. Kadınlara, çocuklara, engellilere ve
şehit yakınları ile gaziler gibi dezavantajlı gruplara pozitif ayrımcılık yapılabilecek" diye konuştu. "
Eşitlik ilkesini salt olarak uygulamak bu grupların aleyhine işliyor" diyen Şahin, " Toplumun geri kalmış kesimleri için pozitif ayrımcılık yapmak gerekiyor. Anayasa değişikliği ile bunun önü açılıyor. Kadınların Anayasa ile elleri çok kuvvetli hale gelmiş oluyor. Kadının eli güçleniyor" dedi.
AKDER Genel Sekreteri Neslihan AKBULUT:
Türkiye için önemli bir değişim
Her ne kadar Anayasa Mahkemesi hukuka
muhalif olarak bazı maddeleri iptal etmiş olsa da paket Türkiye için büyük bir adım. Yeni Anayasa
darbeci paşalara yargı yolunu açan, meslekten hukuksuzca
ihraç edilenlere haklarını iade edecek ve milletin seçtiklerinin üzerindeki yasakları kaldıracaktır. Bu nedenle yetersiz olmasına rağmen
referandumda '
evet' demekten başka
özgürlük yanlısı bir seçenek yok.'
Hayır' diyenler ise Türkiye'deki statükonun değişmesini istemeyenler olacak.
Tarafsız kalan ya da referanduma gitmeyenler statükocu cepheyi güçlendirecektir.
Başkent Kadın Platformu Derneği Başkanı Nesrin SEMiZ:
Kadınlar hayata geriden başlamayacak
Pratik hayata geçişte yapılacak değişikliklerde kadına bir önceleme yapılırsa şayet, Anayasa'ya aykırı bir uygulama olmamış olacak. Yani rahatlıkla böyle bir yönetmeliği gündeme getirip, kadınlar ya da diğer dezavantajlı grupların lehine bir değişiklik yapılabilecek.
Böyle bir pratikte kolaylık sağlayacak. Pozitif ayrımcılığa kadınların ihtiyaçları var mı? İlerleyen dönemlerde ne tür değişiklikler yapılabilir (pozitif ayrımcılık adına)? Kadınlarımız sosyal hayata, iş hayatına öyle ya da böyle iki sıfır yenik başlıyorlar, pek çok sebepten dolayı. Dolayısı ile bir
takım değişikliklerle onların bu geriden başlayan hayatlarını daha kolaylaştıran önlemler alınması çok önemli olacak. İş hayatında eşit şartlarda çalışma, eşit şartlarda
rekabet edebilme anlamında. Ben bunun
siyasete atılmada çok daha önemli olduğunu düşünüyorum. Siyaset yapmak için para çok önemli, ailevi durum çok önemli. Kadınların elinde hem parası yok hem ailevi durum problemleri var. Siyaset yapması, bu durumda çok zor görünüyor kadınların. Kadınların hayatını kolaylaştıracak veya bu tür şeylerde daha rahat hareket etmelerini sağlayacak bir takım düzenlemeler, siyasi hayata atılmada kadınların önünü açabilir.
Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Başkanı Yusuf ÇELEBi:
Yarın siz de bu maddenin kapsamına girebilirsiniz
Değişiklik
ülke bazında baktığımız zaman özürlüler anlamında daha farklı oluyor. Şimdi kağıt üzerinde Anayasa'nın ilgili maddesinde bütün özürlülerin eşit olduğu söylenir. 'Bütün vatandaşlar eşittir' diye ifade edilir. Ancak engelliler ile ilgili baktığımız taktirde hareket alanında paylaşım alanında ulaşılabilirlik anlamında eğitim anlamında eşit olmadığını görürsünüz. 10. maddedeki pozitif ayrımcılıkla ilgili bölümü bizim için önemli. Bu nedenle özürlü vatandaşlarımızın iyi incelemesi gerektiğini düşünüyorum. İyi incelerken de diğer vatandaşlar gibi mutlaka ama mutlaka
sandık başına gitmeleri gerektiğini ve oylarını özürlülük haklarını düşünerek kullanmalarını gerektiğini düşünüyorum. Bu Anayasa'nın içinin doluluğunu eksikliğini ayrı tartışabiliriz. Ancak ge-tirilerine baktığımız zaman da ayrı bakarız Türkiye Sakatlar Konfederasyonu olarak çok dikkatli olmamız gerekiyor. Çünkü Türkiye de 8,5 milyon özürlü bulunuyor. Biz siyasi olarak bakmıyoruz. Biz diyoruz ki bunun getirisi ne? 10. madde uygulaması yalnız bizi kapsamıyor. Bugün karşı çıkan kimselerle ilgili yarın yaşlandıkları takdirde veya bir
kaza sonucunda istem dışı özürlülüğe maruz kaldıkları zaman onlar da 10. maddeye ihtiyaç duyacaktır. Dolayısıyla 10. maddeyi destekliyoruz.
Türkiye Fiziksel Engelliler Vakfı'ndan Avukat Cemal DONAT:
Mevzuatı uygulatacak
Bugüne kadar engellilerle ilgili çıkan kanunların uygulanmasında ciddi sıkıntılar yaşandı. 5 yıldır engellilerin hukuki alanda yaşadığı sıkıntıları gören biri olarak bu düzenleme ulusal ve yerel mevzuatı ciddi anlamda uygulatabilir hale getirecek. Engellilerin haklarının korunması noktasında değişiklikleri çok olumlu karşılıyorum.
Görme Engelli Milletvekili Lokman AYVA:
Artık ben değil sistem kendini suçlu hissedecek
Şu anda çektiğimiz sıkıntılara derman olmanın yanı sıra da-ha sonraki gelişmeleri de görebileceğiz. Mesela şu anda körlerin
oy kullanmaları bir sorun. Evlerinden oy kullanma mahallerine gidemeyenler söz konusu. Bütün bunlara imkân getirecek. Eğitimdeki, iş hayatındaki, günlük hayatta özürlülere de uygun yapılmamış düzenlemeler tamamen değişecek.
Özürlülere yönelik
hizmet veren kuruluşların da bu değişikliklerle yeni imkânlara kavuşacağını kestirmek zor değil. Şöyle söylemek mümkün, özürlülerin özürlülükleriyle ilgili her türlü ilave ve farklı hizmet verilebilecek. Mesela belediyelerde bir meclis üyeliği özürlülere ayrılabilir. İl genel meclislerinde hatta parlamentoda bir veya bir kaç sandalyenin ayrılması mümkün olabilir. Ekonomik imtiyazlarda ayrıca söz konusu olabilir.
Artık
Türkiye Cumhuriyeti sistemi bizleri
doğal karşılayacak. Bu paketten önce hep kendimi suçlu hissetmemi istiyorlardı. Benim şöyle hissetmemi istiyordu sistem: "Kör olmasaydım
gazetemi okuyabilirdim, kör olmasaydım
trafik lambasında geçebilirdim, kör olmasaydım partilerin tüzüklerini programlarını okuyabilirdim, kör olmasaydım bilgisayar kullanabilirdim.t Artık düzen değişiyor. Artık sistem kendini suçlu hissedecek: tEğer sesli veya kabartma gazete verebilseydim kör vatandaş da gazete okuyabilecekti, trafik lambalarını sesli yapa-bilseydim kör vatandaşlarım da sorunsuz karşıdan karşıya geçebilecekti, tüzük ve broşürleri kabartma veya sesli yapabilseydik körler de yararlanabilecekti, bilgisayarları sesli veya kabartma yapsaydık körler kullanabilirdi." diyecek sistem.
Anayasa Kadın Platformu Sözcüsü Hülya GÜLBAHAR:
Gecikse de olumlu bir adım
Gecikmiş olmasına rağmen 'kadınlar için pozitif ayrımcılık' değişikliğini olumlu karşılıyorum. Ancak eşitlik kavramı tanımlanmadığı için pozitif ayrımcılığın nasıl olacağını bilmemiz gerekiyor. Dolayısıyla uygulamasının nasıl yapılacağını görmek gerekir. Çünkü, kağıt üzerinde kaldığı sürece hiçbir anlamı kalmaz. Ayrıca keşke Anayasa'daki maddeler tek tek oylansaydı ya da temel haklarla ilgili maddeler Meclis'teki tüm partilerin mutabakatıyla sağlansaydı.
KAGİDER Başkanı Gülseren ONANÇ:
Kapsamlı tanıma ihtiyaç var
Paketteki kadın-erkek eşitliği ve kadına yönelik pozitif ayrımcılık açılarından olumlu ancak yetersiz. Eşitlik maddesinin daha kapsamlı bir tanıma ihtiyacı var. Yeni düzenlemede her ne kadar pozitif ayrımcılığın ve bu bağlamda alınacak tedbirlerin önünü açılmış olsa da, KAGİDER olarak daha kapsamlı bir madde ile eşitliğin güvence altına alınmasını istiyoruz.
KADER Genel Başkanı Çiğdem AYDIN:
Kadınlara seçim barajı
Anayasa'nın 10. maddesindeki değişiklik eksik ancak olumlu ve sevindirici bir gelişme. Lakin üzerinde herkesin uzlaşabileceği ve ortak çalışılmış bir anayasa arzu ettiğimiz için doğal olarak beklentilerimizi karşılamıyor. Bu açıdan üzgünüz. Paketin tamamını oylama noktasında da zorlanacağız. Kadın adayları ilgilendiren seçim barajının indirilmesi ve ifade özgürlüğünün genişlemesi gibi taleplerimiz var.
MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı Emrullah BEYTAR:
Uluslararası sözleşmelerin gereği yapılacak
Toplumda özellikle bayanların, dezavantajlı grupların, diğer yurttaşlarımıza nazaran biraz daha öncelikli olma noktasında bir yol açıyor. Bu düzenleme Türkiye'nin taraf olduğu bazı uluslararası sözleşmelerde belirtilen taahhütlerin aynı zamanda yerine getirilmesi anlamına geliyor. Türkiye hem BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne hem de Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Projesi'ne taraf. Taraf olmasına rağ-menTürkiye bugüne kadar bu sözleşmelerin gereklerini hukuk mevzuatına yansıtmamıştı. Bu Anayasa değişikliği ile Türkiye'nin uluslar arası kamuoyuna vermiş olduğu taahhüdünün bu değişiklikle yerine getirmiş olacaktır. Pozitif ayrımcılığın önü bu değişiklikle açılmaktadır. Mesela ilerleyen tarihlerde yasama organı şöyle bir kanun çıkarabilir: İş alımında kadınlar ve dezavantajlı gruplar öncelikli diye bir kanun maddesi, tüzük, yönetmelik çıkarılırsa... Herhangi bir kanun değişikliği ile bu sınıflara yönelik bir ayrıcalık tanındığı takdirde, bu ayrıcalık Anayasa'nın 10. maddesine aykırıdır savı ile Anayasa Mahkeme-si'ne götürülemez. Bu düzenleme o yolun önünü tıkamaktadır. Bu anlamda bu sınıflara yönelik pozitif bir ayrımcılık olabilmektedir. Aksi takdirde mevcut düzenlemede somut anlamda bir pozitif ayrımcılık söz konusu değildir.
Tüm Engelliler ve Aileleri Yardımlaşma Derneği Başkanı İlimdar BOZTAŞ:
6 metrekarede tek başıma kalmayacağım
Anayasa'daki değişiklik engelliler açısından çok önemli. Düzenlemeler pozitif ayrımcılık konusunda atılmış çok önemli bir adım. Bugüne kadar çok ciddi konularda ayrımcılığa maruz kaldığımız için engellilerin sosyal hayatta korunması gerekiyor. Ben bir çalışanım. 6 metre karede kaderimle s- baş başa bırakılmış durumdayım. Hava alacağım yer yok. İsyan etmiyorum. Ama ben de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıysam her konuda diğer insanlarla eşit haklara sahip olmak isterim. O yüzden Anayasa'daki bu madde engelliler için büyük umutlar içerdiği kanısındayım.