AK Parti'den YSK kararına tepki

AK Partili Haluk İpek, YSK'nın hükümete bağlı, hükümetle irtibatlı, hükümetten emir, talimat vesaire alan bir kurum olmadığını belirtti.

AK Parti'den YSK kararına tepki

Haluk İpek, , "Tam tersine, AK Parti, Yüksek Seçim Kurulu'nun kararları sebebiyle en fazla mağduriyet yaşamış partidir. YSK'nın son kararının ardından, partimizin eleştirilmesi, partimizin sorumlu gibi gösterilmesi, hakkaniyetle asla bağdaşmaz" dedi. İpek, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında YSK'nın bağımsız adaylarla ilgili kararını değerlendirdi. İpek, AK Parti'nin, kurulduğu andan itibaren, ilkeli bir şekilde yasakların karşısında durduğunu belirterek, "AK Parti'nin, sivil siyasete, demokratik haklara, özgürlüklere, milli iradeye yönelik her türlü baskı, sindirme, engelleme ve vesayet çabalarına karşı yürüttüğü kararlı tavır net olarak ortadadır" dedi. Parti olarak, 'söz de, karar da milletindir' diyerek bugünlere geldiklerini belirten İpek, yetkinin her zaman millette olduğuna inandıklarını ve 8,5 yıl boyunca eylemleri, reformları ve uygulamalarıyla bu konuda ne kadar samimi olduklarını gösterdiklerini söyledi. İpek, 8,5 yıl boyunca olduğu gibi, bugün de, milli iradeye gölge düşürecek, milli iradenin tecellisini engelleyecek her türlü girişimin karşısında durduklarını vurgulayarak, "AK Parti iktidarı, 8,5 yıl boyunca yaptığı Anayasa değişikliklerinde, çıkardığı yasalarda, her zaman özgürlüklerden yana olmuş, Anayasa ve yasa maddelerinin her zaman özgürlükler lehine yorumlanması gerektiğini savunmuştur. Bu kararı asla tasvip etmiyoruz; bu kararın, Türkiye'nin ve demokrasimizin lehine bir karar olduğunu asla düşünmüyoruz" diye konuştu. YSK'NIN EN BÜYÜK MAĞDURU AK PARTİ'DİR Anayasa'nın 79'uncu maddesinin, YSK'nın görev ve yetkilerini, oluşumunu, nasıl çalıştığını açık şekilde ortaya koyduğuna işaret eden İpek, "Altını çizerek ifade ediyorum; Yüksek Seçim Kurulu, hükümete bağlı, hükümetle irtibatlı, hükümetten emir, talimat vesaire alan bir kurum değildir" dedi. YSK'nın, 7 asıl ve 4 yedek üyeden oluştuğunu, üyelerin 6'sının Yargıtay, 5'inin de Danıştay tarafından seçildiğini hatırlatan İpek, "Kurul, kararlarını tamamen hükümetten bağımsız şekilde alır. Tekrar ediyorum: Kurul'un ne oluşumunda, ne işleyişinde, Hükümet'in hiçbir etkisi yoktur ve olamaz. Tam tersine, AK Parti, Yüksek Seçim Kurulu'nun kararları sebebiyle en fazla mağduriyet yaşamış partidir" dedi. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan'ın, 2002 Genel Seçimlerinde aday olarak listede yer almışken, YSK'nın kararıyla adaylığının düşürüldüğünü hatırlatan İpek, "Son 8,5 yılda, YSK, demokrasiye, sivil siyasete, seçmen iradesine müdahale sayılabilecek bir çok karara imza attı ve bunların önemli bir kısmı AK Parti'yi hedef aldı, tarafımızdan da eleştirildi" dedi. YSK'nın AK Parti aleyhine aldığı kararlardan örnekler veren İpek, bunlardan birinin, referandum süresinin 60 günden 120 güne çıkartılması olduğunu söyledi. Sandık kurullarında başörtülü aday olamayacağına dair kararın da bir örnek olduğunu belirten İpek, 2004 yerel seçimlerinde de, mazeretleri olmasına rağmen, 5 dakikalık bir gecikme bahane edilerek, Batman, Gümüşhane ve Mardin adaylarının seçimlere sokulmadığını kaydetti. YSK'nın son olarak da tüm altyapı hazır olmasına rağmen, yurtdışındaki vatandaşların oy kullanamayacağına dair karar aldığını hatırlatan İpek, şunları kaydetti: "YSK kararlarından en fazla mağdur olmuş bir Parti olarak, YSK'nın son kararının ardından, partimizin eleştirilmesi, partimizin sorumlu gibi gösterilmesi, hakkaniyetle asla bağdaşmaz. Ayrıca AK Parti, girdiği her seçimde, siyasi rekabeti demokrasi, hukuk ve centilmenlik ilkeleri üzerinden götürmüştür. Biz, başkalarının mağduriyeti üzerinden kendisine imkan ve çıkar sağlayanlardan asla olmadık ve olmayız. Bizim hiç kimseden, hiçbir rakibimizden korkumuz, çekincemiz yok. Biz siyaseti tahriklerle, yalan, iftira, çamurla, istismarla, insanları sokağa dökerek, galeyana getirerek yapmadık ve yapmayız. Biz siyaseti milletle yaparız, millet için yaparız. Millete hizmet için yaparız." CHP'NİN YSK TAVRINA ELEŞTİRİ CHP'nin, neredeyse tüm tarihi boyunca, demokratik hak ve özgürlükler karşısında, siyasetin vesayetten arındırılması noktasında her zaman engelleyici bir tutum içinde olduğunu iddia eden İpek, son Anayasa değişikliği karşısında, CHP'nin takındığı tavrın ortada olduğunu söyledi. İpek, "O CHP'nin, bugün çıkıp YSK kararını eleştirmesi, YSK kararı karşısında demokrasi havarisi rollerine soyunması, en hafif tabiriyle fırsatçılıktır, ilkesizliktir, tutarsızlıktır. TBMM'nin olağanüstü toplanması çağrısı, CHP'nin son dönemde içine düştüğü popülist siyaset anlayışının son örneğidir" dedi. Seçime sadece 52 gün kalmışken, TBMM'yi toplantıya çağırmanın, seçim korkusundan ve seçim tarihini öteleme gayretinden başka hiçbir anlam taşımadığına vurgu yapan İpek, "Zira TBMM'nin seçime 52 gün kala toplanması, tartışmaya mahal vermeyecek şekilde, seçim tarihinin ileri atılması anlamına gelir" dedi. BDP'YE 'MAĞDURİYETTEN EDEBİYETİ YAPMA' ÇAĞRISI BDP'ye de, tutarlı ve ilkeli tavır sergilemeleri çağrısında bulunduğunu belirten İpek, "BDP, artık, mağduriyetten, istismardan beslenen bir parti olmaktan çıkıp, plan, proje, çözüm önerileri üreten bir parti konumuna yükselmek zorundadır. Son Anayasa değişikliğine, CHP ve MHP ile birlikte karşı çıkan, özellikle parti kapatmalarının önüne geçen maddeye destek vermeyen BDP, mağduriyetten nemalanmayı bir politika haline getirmiştir. YSK kararının ardından, doğrudan hükümeti hedef alan, tahrik ve çatışma dilini kullanan BDP, YSK kararını mağduriyet yoluyla bir fırsata çevirmenin gayreti içindedir. BDP'nin, her zaman mağduriyetten nemalandığı bilinerek, bunun sonuçları geçmişte defalarca görülmüşken, seçime 52 gün kala böyle bir karar alınması, BDP'nin bir kez daha mağdur konumuna itilmesi, dikkat çekicidir, üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir konudur. Aziz milletimizin, oynanan bu oyunu görmelerini, Doğu'da, Batı'da, Kuzey ve Güney'de hiçbir vatandaşımızın bu oyuna prim vermemelerini özellikle rica ediyorum. BDP'yi de, artık tahrik siyasetinden, çatışma dilinden, mağduriyet edebiyatından; üç beş oy hırsıyla sokakları çatışma alanına çevirme fırsatçılığından vazgeçmeye çağırıyorum. Özet olarak; YSK'nın kararı, sivil siyasete, demokratik siyasete, milli iradeye açık bir müdahaledir. Siyasete yönelik her türlü müdahaleye, her türlü yasağa karşı olduğumuz gibi, bu yorumun da milletin lehine olmadığını düşünüyoruz. İHA
<< Önceki Haber AK Parti'den YSK kararına tepki Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER