İstanbul 2. Bölge 4. sıra milletvekili
adayı olan
AK Parti'nin Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ekrem
Erdem,
Kağıthane Belediye Başkanı Fazlı Kılıç ile birlikte katıldığı bir toplantıyla İstanbul'daki
seçim çalışmalarına başladı.
Esnaf ziyaretlerine başlamadan önce partililere yönelik olarak bir konuşma yapan
Ekrem Erdem,
12 Haziran seçimlerini önemli kılanın AK Parti olduğunu dile getirdi. AK Parti'li Ekrem Erdem, partilerinin
iktidarından önce gerçekleşen her seçimde iktidarın değiştiğini belirtti. İktidara geldikten sonra, yüzde 34,5 olan oylarını yüzde 47'ye çıkarttıklarını ifade eden Ekrem Erdem, şu anda kamuoyu yoklamalarında ise yüzde 50'nin üzerinde bir oylarının gözüktüğünü dile getirdi. Olağanüstü bir şey olmazsa seçimin galibinin net bir şekilde AK Parti olduğunu belirten Ekrem Erdem, 12 Haziran'ın AK Parti'nin ne kadar milletvekili çıkaracağını belirleyeceğini söyledi. Bu seçimlerde asıl merak edilenin ise Kılıçdaroğlu'nun
CHP'sinin yüzde kaç oy alacağı ile MHP'nin barajı aşıp aşamayacağı olduğunu kaydeden Ekrem Erdem, “
Millet bunu merak ediyor. Yoksa iktidar belli…” diye konuştu.
AK Parti'nin iktidarının ilk 5 yılında politik dengeleri yerine oturttuğunu ve
Türkiye'yi dünyanın en güçlü ekonomilerinden biri haline getirdiklerini vurgulayan Ekrem Erdem, şu anda dünyanın 16. Büyük ekonomisi olunduğunu söyledi. Ekrem ayrıca, dünyada Çin'le birlikte istikrarlı şekilde büyüyen iki ülkeden biri olan Türkiye'nin 2023'e gelindiğinde bu istikrar ortamı bozulmadığı takdirde 10. büyük ekonomi olacağını kaydetti.
AK Parti'nin uyguladığı sağlık politikalarına da değinen Erdem, bütün
hastaneleri bir
çatı altında topladıklarını ve artık SSK'lı ya da Bağ-Kur'lu ayrımının kalmadığını söyledi. Artık hastaların internet üzerinden rahatlıkla randevu alarak, ister devlet, ister özel
hastaneden
hizmet alabildiğini kaydeden Ekrem Erdem, “Elit kesimle
halk aynı hizmetten faydalanıyor.” diye konuştu. Aile hekimliği hizmetiyle doktoru vatandaşın ayağına getirdiklerini dile getiren Ekrem Erdem, Artık hastane şehirleri kuruyoruz. Bu devasa hastanelerde şu uzman yok, bu cihaz yok olmayacak. Hastaneden girdiğin zaman
sedye de yok. Yürüyen bantlarla hasta nereye gitmesi gerekiyorsa, oralara gidecek ve her türlü tedaviyi görecek.” dedi.
Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı Kanalİstanbul projesi hakkında herkesin bir şey söylediğini kaydeden Erdem, bu projeyle ilgili olarak “Hiç şüpheniz olmasın cebimizden 5
kuruş çıkmayacak. Bu proje bittiğinde İstanbul ve Türkiye'ye ciddi katma değer katacağız.” diye konuştu.
Bu seçimi anlamlı kılan meselelerden birinin de
sivil anayasa olduğunu ifade eden Ekrem Erdem, “Kısa, net, anlaşılır, ‘ama'ları olmayan, doğru cümleleri olan özgürlükçü,
yasakçı olmayan bir anayasa istiyoruz.” şeklinde konuştu.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem, konuşmasının ardından ise sorularımızı cevaplandırdı.
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun son dönemde özellikle Başbakan Erdoğan'a karşı tasvip edilemeyecek nitelikte bir üslup kullanıyor. Bu durum için ne diyeceksiniz?
Bizde güzel bir söz vardır. Üslubu beyan, ayniyle insandır. Yani insanın içi ne ise bir yanıyla o dışa vurur. Doğrusu ana muhalefet partisi liderinin böyle bir dil kullanmasını talihsizlik diye algılıyorum. Türkiye açısından da öyle. Yani bizim edebimize, ahlakımıza uymadığı gibi dil açısından da uygun değil. Toplumun önünde bulunan
siyaset aktörleri daha dikkatli olmalı. Çünkü onlar izleniyorlar, takdir ediliyorlar. Toplumda bir
takım gerilimler varsa, bu şekildeki sorumsuz tavırların bunda ciddi etkisi var. Bir başka erdem, özür dilemektir. Maalesef o erdemi de göstermiyor. Ama inanıyorum ki, halkımız bu sözlere tepkisini seçimde en iyi şekilde değerlendirecektir.
CHP'nin darbe suçuyla yargılanan adayları aday göstermesini nasıl değerlendirmek gerekiyor? Bu ne anlama geliyor?
Şimdi belli ki, bu seçim darbecilerle özgürlükçüler arasında geçecek. Türkiye darbelerden çok çekti. Eğer darbeler olmasaydı, siyaset daha istikrarlı olacaktı. Bu seçimi anlamlı kılan belki de, bir tarafta çetelerle mücadele eden, halkın bu yöndeki beklentilerini karşılayan bir AK Parti ile bunun karşısındaki CHP arasındaki yarıştır. İnanıyorum ki, halkımız bunun kararını doğru verecektir. Türkiye'de bir daha ihtilal olmasın. Partiler ihtilallerle,
mahkeme kararlarıyla kapatılmamalı. Demokrasilerde partileri, iktidarları ihtilaller değil, halk götürür ya da getirir. İhtilal aslında halkın yetkisine müdahaledir. Dolayısıyla Türkiye'de bu seçimi önemli hale getiren, ihtilallerin önünü kapatacak, çeteleşmeyi ortadan kaldıracak sivil bir anayasadır. Onun için bu seçim önemlidir.
Son günlerde MHP'nin iki genel başkan yardımcısını kaset skandalı ortaya çıktı. Siyasetin ve siyasetçilerin son derece kirlendiğini gördük. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce bu olay MHP'nin oylarına nasıl etki eder?
MHP'nin oylarına nasıl etki eder bilemiyorum. Ancak siyasetçi ahlaklı olmak durumunda. Milletin önüne geçenler, hem üslup hem de davranış olarak çok daha dikkatli olmak durumundadırlar. Hem temsil ettikleri partilere, kurumlara zarar veriyorlar, hem de
topluma kötü örnek oluyorlar. Bu bakımdan bunu bir talihsizlik olarak görüyorum. Nitekim onlar da,
istifa ederek gereğini yaptılar. İki kişinin yaptığını bir camiaya mal etmeyi de doğru bulmam. Her kesimde bunlar olur diye düşünüyorum ama yanlış.
Son dönemde ÖSYM ile ilgili bir takım sıkıntılar ortaya çıktı. Medya ÖSYM'ye ve kurumun başkanı Ali Demir'e yüklendi. Siz bu konuda ÖSYM'yi mi hatalı buluyorsunuz yoksa medyanın bir yönlendirmesi olduğu kanaatini mi taşıyorsunuz?
Şimdi böyle büyük kurumlarda bir takım hatalar olabilir. Bunu söyleyerek hata vardır demiyorum. Ama bu hataları bu kadar abartmanın anlamı yok. Bu hatalar, biraz da bunu siyasete alet etmek adına abartılıyor. Özellikle “Nereden biz AK Parti'ye zarar veririz” diye hareket ederek, her fırsatı en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyorlar.
Buradan başka bir olaya gideyim. BDP'nin bağımsız gösterdiği adaylarla ilgili Yüksek Seçim Kurulu'nun verdiği bir kararın arkasından sokakları savaş alanına çevirmeye çalışanlar oldu. Mahkemeler ilk defa yanlış karar vermiyor. Karar yanlıştır, doğrudur ben
hukukçu değilim, oraya girmek istemiyorum. Karar doğru da olabilir, yanlış da olabilir. Bu kararın içerisinde kasıt olabilir, olmayabilir de… Oraya da girmiyorum. Ama her mahkemenin kararı yanlıştır diye, milleti sokağa dökmek, haklarını sokaklarda aramak, fevkalade yanlış bir şey. Geçmişte biz de bunları yaşadık. Nitekim Genel Başkanımız seçime sokulmadı. Biz ne yaptık, sokağa mı döküldük? Dökülmedik. Medya sokakları savaş alanına çevirmek isteyenleri masumane bir şekilde takdim ediyorlar.
Medyanın bu tavrının ÖSYM'yi protesto gösterileri için de aynı olduğunu söyleyebilir miyiz?
Evet, aynı şekilde olmuştur. Bir şeyin yanlışını ortaya koymak ayrı şey ama yanlışı masumane bir şeymiş gibi takdim etmek de, ayrı bir şey diye düşünüyorum.
Yeni anayasa için çalışmalarınız olacak. Yeni anayasada başkanlık sistemi ile ilgili bir düzenlemeniz olacak mı?
Şu anda bu konuda bir şey söylemek için
erken. Bunu bir kere milletle yapacağız. Sivil toplum örgütleri,
siyasi partiler, üniversiteler, yargı kurumları tartışacak, inanıyorum ki, toplumumuzun
ittifak ettiği bir anayasa çıkar. Başkanlık da onun içinde olur mu olmaz mı, hep birlikte göreceğiz.
on5yirmi5.com