Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
Yozgat mitinginde
CHP'nin geçmişte 'camileri
ahır yaptığını" iddia etti.
CHP ile ilgili bir
belge daha yayınlayacağım ondan sonra diğer boyutlara geçeceğiz. 4
Mart 1949 tarihli bir
Bakanlar Kurulu kararı CHP'nin; Bolu'da ki karakadı camisinin
bakım ve onarım giderleri devlet bütçesinden ödenmek ve kitaplık olarak kullanılmak üzere
Milli Eğitim Bakanlığına tahsisi kararlaştırılmıştır. Altında imzalar var, belgeler konuşuyor. Cumhurbaşkanı İsmet
İnönü, CHP Başbakanı ve Bakanların imzaları, CHP'nin cami kapattığının, camileri ahır olarak kullandığının ispatıdır bu.
Atatürk sağlığı zamanında cami restorasyonları ile ilgili İnönü'ye
restore edilmesi ile ilgili talimat veriyor süratle yapılsın diye ama ömrü yetmiyor, kime kalıyor onları restore edilmesi, bize kalıyor bize. "
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel ile ilgili olarak, ''Otur oturduğun yerde, ne işin var böyle
gazete gazete dolaşıyorsun? Otur. Otur da bey zannetsinler yahu. Hala rahat durmuyorsun, 87 yaşında hala ortalığı karıştırıyorsun'' dedi.
Erdoğan, partisinin
Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitinginde vatandaşlara hitap etti. Yaptığı konuşmada, ''
Gönül insanı rahmetli Ahmet Efendi'nin şehri Yozgat'ı gönülden selamlıyorum'' diyen Başbakan Erdoğan, 12
Eylül halk oylamasında Yozgat'ın, yüzde 77,3 oy oranıyla
Anayasa değişikliğine '
evet' dediğini hatırlattı.
Erdoğan, Yozgat'ın, bir kez daha, gür bir sesle ''ileri
demokrasi'', ''Büyük
Türkiye'' ve ''Üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü'' dediğini ifade etti.
Yozgat'ın, kendisinden bekleneni en iyi şekilde yaptığını kaydeden Başbakan Erdoğan, ''Yozgat, yiğidin harman olduğu yerdir...
12 Eylül'de, yiğitliğini bir kez daha gösterdiği için, Yozgat'a, Yozgatlı tüm kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Yozgat bizi bilir, biz de Yozgat'ı biliriz. Yozgat bize sevdalıdır, biz de Yozgat'a sevdalıyız. Biz, Yozgat'ın nasıl kendi kaderine terk edildiğini çok iyi hatırlarız. Yozgat'ın nasıl
ihmal edildiğini, nasıl öksüz, yetim bır
akıldığını biz iyi biliriz. Yozgat'ın, bu CHP
iktidarlarından, bu MHP iktidarından neler çektiğini biz çok iyi biliriz'' diye konuştu.
-''DERSİNİ ALMIŞ DA EDİYOR EZBER''
3
Kasım 2002'de, Yozgatlıların AK Parti hareketine
destek verdiklerini kaydeden Erdoğan, Yozgatlıların AK Parti'yi bağırlarına bastıklarını dile getirdi. Erdoğan, Yozgat'ı imar etmeye, yeniden inşa etmeye devam edeceklerini, Yozgat'ı bir dünya kenti haline getirmek için ter dökeceklerini ifade etti.
AK Parti'nin, milletin partisi olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''AK Parti'nin rotasını çeteler çizemez, AK Parti'nin rotasını kasetler çizemez, AK Parti'nin rotasını sadece ve sadece millet çizer. AK Parti 'ben' ifadesini kullanmaz, 'biz' ifadesini kullanır. AK Parti'nin kerameti kendinden değil, sizden menkuldür.
Sayın Kılıçdaroğlu; Yozgat'ın çok güzel bir türküsü var, Yozgat Sürmelisi. Nida Tüfekçi'nin... Ne diyor? 'Dersini almış da ediyor ezber'. Yozgat'ın bir evladı Nida Tüfekçi bunu söylüyor. Sen ey Kılıçdaroğlu, 12 Eylül'de bu milletten dersini aldın ama hala ezberleyemedin. Sen akıl hocandan, CHP'nin ikinci Milli Şefinin dizinin dibinde dersini almaya devam et. Dersini güzelce ezberle. Önce bir çırak ol, çırak.
Şimdi CHP'nin akıl hocası, 87 yaşındaki o zat çıkıyor, gazetelerde
röportajları başladı bu ara... Herhalde yeniden siyasete soyunacak, belli. Bizlerle ilgili olarak 'evham yapıyorlar, ben CHP'nin akıl hocası, Milli Şefi değilim' diyor. Yahu, CHP'nin listesindeki isimlere kefil olan siz değil misiniz? CHP listelerinde, sizin yol arkadaşlarınız yok mu?''
-BAYAN GAZETECİNİN GÜNLÜĞÜNDEKİ KILIÇDAROĞLU-DEMİREL İLİŞKİSİ-
Bir gazetecinin, dün internet günlüğünde yazdığı ifadeleri gündeme getiren Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''(CHP'de, listeler belirlenmeden önce Demirel, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu aradı. Hem de bir kez değil. CHP'ye, '
Haberal' baskısı yaptı). 'Nereden mi biliyorum?' diye soruyor gazeteci ve cevabını veriyor: Bu
telefon görüşmelerinin birine
tanık oldum da, şahit oldum da ondan diyor. Bu telefona tanık olduğumda, yazmamam istenmişti, 'off the record' diyorlar buna... Bugün bu isteğin geçerliliğini yitirdiğini düşünüyorum diyor.
Ben söylemiyorum, bayan gazeteci söylüyor. Ah ah... Neler oluyor ya...
Milletten neler gizleniyor, ne dolaplar dönüyor... Meydanlarda 'ben Kemalim', 'ben dürüstüm', 'ben yalan söylemem' diye gezinen Bay Kemal, meğer nerelerden talimat alıyor, ne dolaplar çeviriyor... Bay Kemal, sen çırak bile olamadın yahu... Belki bu beyefendiyi tanımazsın. Ben buradan, Yozgat'tan kendisine bazı ipuçları vereyim. Bakın, bu beyefendi, CHP'ye geçmişte neler söylemiş: -Bu beyefendinin ismini söylememe gerek var mı?- Diyor ki; 'CHP,
ülkede çıkan kanunsuz olayların baş tertipçisi ve tahrikçisidir'...''
-DEMİREL'E ELEŞTİRİ-
Alandaki vatandaşlara bahsettiği kişinin kim olduğunu soran Başbakan Erdoğan, ''Demirel'' yanıtı alması üzerine, eleştirilerini sürdürdü. İsim vermeden Dokuzuncu Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'in gazetelere röportaj verip bazı açıklamalarda bulunduğunu belirten Erdoğan, Demirel'in ''yıllarca başbakanlık yaptım'' dediğini hatırlatarak, şunları söyledi:
''Yahu o zaman otur oturduğun yerde, ne işin var böyle gazete gazete dolaşıyorsun? Otur. Otur da bey zannetsinler yahu. Hala rahat durmuyorsun, 87 yaşında hala ortalığı karıştırıyorsun. Şu partinin, listesi, bu partinin listesi... Bunlarla uğraşıyorsun. Otur da biz de saygı gösterelim, başkaları da saygı göstersin yahu. Sessiz olun, Yok...
Ha, söylemek istediğiniz bir şeyler varsa uluslararası dalda sorulduğunda
cevap versin ama kalkıp da bu ülkenin bu tür siyasi şeylerine karıştığında cevabını alır.''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP'yi belgeler üzerinden eleştirirken, ''Altında imzalar, belgeler konuşuyor. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, altında CHP hükümetinin başbakanı ve bakanların imzaları, CHP'nin cami kapattığının, camileri ahır olarak kullandığının ispatıdır bu'' dedi.
Erdoğan, partisinin Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitinginde vatandaşlara hitap etti. Erdoğan, Yozgat'tan 4'te 4 beklediğini, Yozgat'a bunun yakışacağını söyledi.
''CHP'nin geçmişinde neler var?'' diye soran Erdoğan, 4 Mart 1949 tarihli bir Bakanlar Kurulu kararında, ''Bolu'daki Kara Kadı
Cami'nin bakım ve onarım giderleri devlet bütçesinden ödenmek ve kitaplık olarak kullanılmak üzere Milli Eğitim Bakanlığına tahsisi kararlaştırılmıştır'' yazdığını ifade etti.
Böylece Kara Kadı Cami'nin kapatıldığını dile getiren Erdoğan, ''Altında imzalar, belgeler konuşuyor. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, altında CHP hükümetinin başbakanı ve bakanların imzaları, CHP'nin cami kapattığının, camileri ahır olarak kullandığının ispatıdır bu. Atatürk, sağlığında Konya'daki camilerle ilgili de İnönü'ye çok yoğun bir talimat, emir veriyor 'bunların süratle restorasyonu' diyor ama yapamıyor, başaramıyor. Atatürk ölüyor ve onları restore etmek kime kalıyor, bize kalıyor. Konya'da o eserleri de
Allahımıza hamdolsun biz restore ettik'' diye konuştu.
CHP
İstanbul Milletvekili Adayı Binnaz Toprak'ı kastederek, ''Bir bayan
profesörün
Zincirlikuyu Mezarlığının önünden geçerken girişteki kitabede yazan 'Her nefis ölümü tadacaktır' yazısı için ''çok sinir bozucu'' dediğini'' ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
''Sen profesör olmuşsun ama... Bunun her halde Allah'ın ayeti olduğunu bilmiyor. Zannediyor ki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş'ın sözü. Şu ana kadar hala manevra yapıyor. Profesör olmak başka bir şey... Çünkü bilim kadını olabilirsin ama profesör olduğun zaman her şeyi bilirim anlamına gelmez. Bir defa irfan sahibi olacaksın, irfan sahibi olamamışsın çünkü gerçek irfan sahibi din ve dini bilir. Yunus, ne diyor: İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendin bilmezsen ya nice okumaktır. Önce bunu bileceksin. Bunlar, tarihleri boyunca hep böyle oldular. Dini, milli, manevi değerlere tahammül edemediler.
Bu belgeleri açıklamaya televizyon programlarında devam edeceğim. Beni izlemeye devam edin. Bunları göreceksiniz. Sizlere daha çok ilginç kararlar da açıklayacağım. İstiyorum ki bu milletim benim, CHP'nin nasıl bir parti, nasıl bir zihniyet olduğunu belgeleriyle görsün. İstiyorum ki gençler, CHP'nin nasıl bir zulüm ocağı olduğunu görsün, öğrensin. İstiyorum ki milletin bu zulüm altında inim inim inletildiğini de bugünün gençleri görsün ve ona göre tavır takınsınlar, yerlerini alsınlar. Hafızanızı ne kadar diri tutarsanız, ileriyi o kadar aydınlık görürsünüz.''
-''SAYIN BAHÇELİ, YÜCE DİVANA SENİN Mİ GİTMEN LAZIM BENİM Mİ?''-
İktidarı DSP, MHP'den aldıklarını anımsatan Erdoğan, o dönemde 21 bankanın battığını, bunun bedelini milletin ödediğini söyledi. Erdoğan, küresel finansal krizde bir tek bankanın,
sigorta şirketinin batmadığına dikkati çekti.
Yere sağlam bastıklarını vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin dünyanın en güçlü ekonomileri arasına girdiğini söyledi.
MHP'nin iktidarı kendilerine 23.5 milyar dolar borçla devrettiğini, bunu 5 milyar dolara çektiklerini anlatan Erdoğan, ''Sayın Bahçeli, Yüce Divana senin mi gitmen lazım, benim mi gitmem lazım? Sizin borçlarınızı biz ödüyoruz. Soruyorum:
Milliyetçilik kafatasçılık mıdır,
ırkçılık mıdır? Milliyetçilik, milletini, vatanını sevmektir, bu millete efendilik değildir. Biz milletimize efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik'' dedi.
Partiyi kurarken ''tek millet'' dediklerini vurgulayan Erdoğan, bunun içerisine Türk,
Kürt, Çerkez, Abaza, Gürcü, Roman, Arap herkesin girdiğini belirtti.
Ayrıca ''tek
bayrak'' dediklerini anımsatan Erdoğan, ''Bayrağımızı niye beğenmiyor birileri? Bayrağımızın rengi niye rahatsız ediyor birilerini? Bu
renk nereden geliyor, şehitlerimizin kanından geliyor. Hilal neyi ifade ediyor, bağımsızlığımızı ifade ediyor. Yıldız neyi ifade ediyor, şehidimizi ifade ediyor, onu simgeliyor. Onun için bu bayrak 74 milyonu temsil ediyor'' dedi.
Bunun yanında 780 bin kilometresiyle ''tek vatan'' dediklerini ifade eden Erdoğan, ''Bu vatanın üzerinde biz
ameliyat yaptırmayız'' diye konuştu.
Vatanın,
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin olduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Kalkıp birilerinin 'yok bilmem şurası böyleymiş, şurası şöyleymiş, yok bilmem şurayı ayıralım'... Kusura bakmayın böyle bir şeye asla müsaade edemeyiz. Bu topraklar, öyle kalkıp kuru sıkı atanların emelleriyle alınmadı. Bu topraklarda şehitlerimizin kanı var. Onun için dördüncüsü de tek devlet. Demek ki tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bu yolda böyle yürüdük. Bu yolda böyle yürüdük ta Afyonkarahisar'da partimizi kurup da yola çıktığımızda ben bunları o zaman açıkladım. O günden bu güne aynen devam ediyoruz'' diye konuştu.
MHP'yi eleştiren Erdoğan, ''Millet MHP'ye 5 seneliğine iktidar verdi, 3.5 sene dayandı. Baktı ki gümbürtüye gidiyorum, yürütemeyeceğim bunu, kaçtı gitti, şimdi kalkıp diyor ki:
2023 bizim projemiz. Hadi canım sende. Nerede senin projen. Biz ne zamandan beri bunları konuşuyoruz. İş bilenin, kılıç kuşananındır. 3.5 yıl bu ülkeyi yönetemeyenin, kalkıp da 2023 hayali olabilir mi?'' dedi.
Erdoğan,
Merkez Bankasındaki kaynağın 95.3 milyar dolara çıkarıldığını, milli gelirin bire 3 arttığını, devletin borçlanma
faizinin yüzde 7-8'e çekildiğini kaydetti.
Başbakan Erdoğan, asgari
ücretin ulaştığı alım gücüne dikkati çekerek, ''Biz Türkiye'yi ayağa kaldırdık ve şu anda dünyanın 17. büyük ekonomisiyiz'' diye konuştu.
-''HEPSİ AYNI HİZAYA GEÇTİ''-
Erdoğan, ''Bizim aşkla, sevgiyle, tutkuyla bağlı olduğumuz bu ülke, bu millet için büyük hayallerimiz, büyük hedeflerimiz var. CHP'si, MHP'si, BDP'si,
terör örgütü, Ergenekon'u hepsi aynı hizaya geçtiler değil mi, görüyorsunuz bunu. Fakat AK Parti karşısında birleşen bunlara 12 Haziran'da ben biliyorum ki benim Yozgatlı kardeşim 12 Eylül'de nasıl dersi verdiyse aynı dersi verecek. Çünkü, bu ülkede yaşayan herkes, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan gurur duyacak, iftihar edecek. Bunu yakalamamız lazım'' dedi.
Eğitim, sağlık,
adalet, emniyette yaptıkları bazı yatırımları anlatan Erdoğan, hayata geçirecekleri bazı projelerle ilgili de bilgi verdi.
Yozgat'a 278 kilometre duble yol yaptıklarını,
Ankara-
Sivas hızlı treninin Yozgat'ı boydan
boya katedeceğini belirten Erdoğan, ''Yaptığımız hizmetleri
teker teker saymaya kalksak şu çamlıktaki ağaçların sayısı yetmez'' diye konuştu.
Okulların
bilişim teknolojisi sınıfı ve bilgisayarla kendileri döneminde tanıştığını ifade eden Erdoğan, öğrencilere kitaplarının ücretsiz dağıtıldığını da anımsattı.
Sosyal güvencesi olmayan ailelerde öğrencilere yaptıkları
yardımları anlatan Erdoğan, annenin geliri yoksa ayrıca 150 lira yardım yapıldığını, erzak ve kömür de verildiğini söyledi. Engelliler için bakım ücreti olarak asgari ücret ödediklerini de belirten Erdoğan, ''Bunlar bizden önce var mıydı? Şimdi geldi. Çıktı, Kılıçdaroğlu diyor ki: 600 lira vereceğim. Geç o işleri geç, nereden vereceksin biliyorum Merkez Bankasının kasasında 95 milyar dolar var ya şimdi o paraya sulandı. 'Oradan alır dağıtırım' diyor çünkü bunların üretmeye kabiliyetleri yok'' dedi.
-''UYGULAMALARIMIZA SİZİN HAYALLERİNİZ BİLE ULAŞAMAZ''-
Okullardan artık kara tahtaları kaldıracaklarını ve akıllı tahtaya geçeceklerini söyleyen Erdoğan, her öğrenciye de ücretsiz
elektronik kitap dağıtılacağını bildirdi. Ön hazırlıkların tamamlandığını ve 4 yıl içinde bütün öğrencilere elektronik kitap dağıtılacağını belirten Erdoğan, ''Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Bahçeli, bak bunun adı:
Fatih Projesi. Bizim uygulamalarımıza sizin hayaliniz bile ulaşamaz.
Halep oradaysa arşın burada'' diye konuştu.
Sağlıkta atılan adımlara da değinen Erdoğan, ''Biz gelirken ne dedik: Bütün
hastaneleri birleştireceğiz, devlet koordinatör görevi görecek. Bu CHP, bu Kılıçdaroğlu ne dedi biliyor musunuz: SSK'yı bu kapsama alamazsınız. Bakın hiç kalkıp da bunlara cevap veremiyor. Niye, çünkü Bay Kemal 8 sene 90'lı yıllarda SSK Genel Müdürlüğü yaptı. Benim geçmişte SSK'lılığım da var. Şimdi hepiniz bunları yaşadınız. Sigorta hastanelerinde doktor kuyruğunda -Allah aşkına soruyorum- az mı beklediniz, ilaç kuyruğunda az mı bekledik?
İlaçların birazını alırdık, bir kısmını alamazdık. Şimdi istediğin hastaneye gidiyor musun, istediğin eczaneden ilacını alıyor musun? Daha ne diyeyim. Biz, sizin hizmetkarınızız. Onun için hepsini birleştirdik. İster özel, ister devlet hastanelerine git, hepsi senin hizmetinde.
Sayın Bahçeli'nin döneminde ölülerimiz bile hastanelerde
rehine kalıyordu. Bu Bahçeli'ye nasıl oy vereceğiz? Allah aşkına ölümüzü bile rehin alanlara soruyorum; Nasıl olacak da oy vereceksiniz, soruyorum. Başımızı iki elimizin arasına alalım iyi düşünelim.
Müslüman bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz, bunu iyi bilelim. Çok soktular bunlar bizi, çok zarara uğrattılar, anamızı ağlattılar bizim. O hastane kapılarında doktor efendi muayenehanesine çağırır oraya gidersin parayı da ödersin...''
Fakir-fukara evlenenlere için de çeyizi, beyaz eşyası, mobilyası bulunan 50 metrekarelik daireler yapacaklarını ve bunları 20 yıl vade ile ayda 100 lira taksitle vereceklerini anlatan Erdoğan, ''Bak biz, Kılıçdaroğlu gibi bedava dağıtmıyoruz çünkü biz
balık tutmayı öğretiyoruz. Çalışanla çalışmayan arasındaki farkı ortaya koymalıyız'' dedi.
İşsizlik rakamının 11.5'a düştüğünü anımsatan Erdoğan, bunun daha da düşeceğini söyledi. Kendilerinden önce
Ziraat Bankasının çiftçiye yüzde 59 faizle
kredi verdiğini belirten Erdoğan, ''Sayın Bahçeli, Allah aşkına, hayır diyebilir misin benim bu soruma, sorunun cevabını ver: Yüzde 59 faizle veriyordunuz, benim çiftçimi iliklerine kadar sömürdünüz faizle. Şimdi biz yüzde 5 faizle veriyoruz, 12'de 1. Kim çiftçinin yanında? Bahçeli mi, biz mi?'' diye konuştu.
Esnaf ve sanatkarın kendilerinden önce yüzde 47 faizle kredi aldığını da söyleyen Erdoğan, ''Sayın Bahçeli, bunları sen yaptın, yüzde 47 faiz, yüzde 5 ile şimdi biz veriyoruz'' dedi.
Doğalgazı Yozgat'a kendilerinin getirdiğini belirten Erdoğan, ''Avrupa'da batının Helga'sı buna layık da niçin bizim hanımlarımız, kadınlarımız, çocuklarımız, ailelerimiz buna layık olmasın. Şu anda 69 vilayetimiz doğalgaz kullanıyor'' şeklinde konuştu.
Erdoğan, konuşmasının sonunda alandakilerle hep bir ağızdan ''beraber yürüdük biz bu yollarda'' şarkısını söyledi.