En önemli icraatları arasında sayılan 'yargı
reformu' en büyük kozu. Bu konuda seçmenden ilginç tepkiler alırken özellikle yaşlıların sıcak mesajları şaşırtıyor.
Ergin, "
Hatay'ın köylerinde
yargı reformuyla ilgisi olmayan 70'lik dedeler, süreci hatırlatarak dua ettiklerini söylediler. Toplumda bu konuda bir farkındalık var. Hakikaten şaşırdım. Köydeki Hasan amca bana yargı reformundan dolayı dua ettiğini söyledi." sözleriyle
toplumdaki hassasiyeti aktarıyor. Muhalefetin
referandum sürecinde '
darbeciler yargılanmayacak' eleştirisi getirdiğini hatırlatırken, şimdi
soruşturma başlatıldığına dikkat çekiyor. Ergin, "Failler ifadeye çağrıldı. Dava açılıp açılmayacağına siyasetçiler değil, savcılar karar verecek.
Anayasa değişikliği toplum vicdanında kanayan yarayı durduran adımdı." ifadelerini kullanıyor.
Hoşgörü ve kardeşliğin şehri Hatay'da, adına yaraşır bir
seçim süreci yaşanıyor. Farklı din ve inançlara sahip çok kültürlü bir
kent burası. Partiler arasında
kavga gürültü yok. 175 milyon liraya mal olan yeni havaalanı şehrin havasını da değiştirmiş.
Suriye üzerinden gelen Arapların, Hatay'dan havayoluyla İstanbul'a ve diğer
tatil yörelerine
akın ettiğini anlatıyor esnaf.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın '
büyükşehir' vaadi de heyecan uyandırmış. Suriye ile vizelerin kaldırılması bölgedeki ticareti daha da canlandırmış. Ancak Hataylılar, Suriye'de yaşanan olayların son 2 aydır geliş-gidişleri azalttığını söylüyor.
Partili partisiz bütün Hataylılar,
Sadullah Ergin'den övgüyle bahsediyor. Onun vekilliği döneminde adeta şehre yatırım yağmış.
AK Parti ile uzaktan yakından ilgisi olmayan 3 arkadaşı ise, Hataylının siyasete değil
hizmete oy vereceğini söylüyor ve ekliyorlar: "Hatay yıllarca üvey evlat muamelesi gördü. Şimdi, ilk kez hizmet gördü."
Seçim mesaisine sabahın 07.00'sinde başlayan Ergin'in hızına yetişmek gerçekten zor. Temasları sırasında biz de ilginç diyaloglara şahitlik ettik. Ergin, ekonominin geldiği durumu, bu alanın patronu
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ı aratmayacak şekilde izah etti. İskenderun'dan Ceyhan'a kadar
fabrika alanı kalmadığını vurguladı. Konuşmalarında, demokrasiyi her 10 yılda bir kesintiye uğratan darbe ve
muhtıra süreçlerine de dikkat çekti. Ardından, anlamlı bir çağrıda bulundu: "Bunlarla mücadele kolay değil. Kendinizi, ailenizi ortaya koyuyorsunuz. 27
Nisan bildirisini hatırlayın. Türkiye'de ilk defa bir hükümet muhtıraya karşı durdu. 'Biz hesabı millete veririz' dedi. 12 Haziran'da geleceğimizi şekillendiren bir seçim olacak. Ne ben ne de başkasının hatırına oy kullanmayın. Türkiye'nin geleceğine oy verin."