AK Parti'nin
İzmir birinci
bölge birinci sıra
milletvekili adayı Kültür ve
Turizm Bakanı
Ertuğrul Günay,
CHP Genel Başkan Yardımcısı Alattin Yüksel'in kendisine yönelik söylediği 'Dönek' ifadelerine karşılık, bu kelimenin daha ağırını kullanmayacağını ifade etti.
Günay, "Kötü söz sahibini bağlar. Üslub-u beyan ayniyle insandır. Kötü söz sahibini bağlar. Bir insanın ağzından çıkan söz, onun kimliği, kişiliği, müktesebatı hakkında bir fikir verir. Her kötü söze
cevap vermeye kalkarsak, biz de kötü söz söyleyen insanlar grubuna düşeriz. O tür ifade sahipleri, hak ettikleri cevabı kendi çevrelerinden bile alıyorlar." dedi.
Bakan Günay, Cihan Ege Bölge Temsilcisi Vahit Yazgan'ı ziyaret etti. İzmir'e ne yapabileceklerinin üzerinde çalışacaklarını, siyasi yarışı kısır bir çekişmeye dönüştürmeyeceklerini ifade eden Bakan Günay, yerel yönetimleri de bu bağlamda eleştirmekle başlamayacağını vurguladı.
Türkiye'de
iktidar olduklarını, yerel yönetimlerin bir eksiği varsa onu bir ölçüde kendilerine yansıtabileceğini hatırlatan Günay, belki yerel yönetimin 'kaynak bulamadım' diyebileceğinin altını çizdi. Bir eksiklik varsa bundan kendisine pay çıkaracağının alıntı çizen Günay, "İşin doğasında
siyaset yapacağız. Siyasette 15 yıl daha olayım derdinde değilim. Belli bir doygunluğa,
hizmet doruğuna gelmiş bir insanım. İzmir'e hizmet edelim. Siyasi
tartışmalar istemiyorum. Hizmet için elimi uzatıyorum. Hangi partiden olursan ol benim elimi tut. Elimi tut, İzmir hizmet alsın, Türkiye hizmet alsın. Artık çocuklarım, torunlarım, bu ülkede iyi ve bizden daha özgür, daha tok, bizden daha sırtı pek, bizden daha güvenli, bizden daha esenlikli yaşasın istiyorum. O yapmadı, yapamadı tartışmalarına girmeyeceğim. Olumlu dil kullanmada biraz daha direneceğim." diye konuştu.
Eski
Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım ile İzmir'e, biraz daha sahada koşturacak isimler olarak geldiklerini kaydeden Günay, gördüğü ilgiden memnun olduğunu açıkladı.
Binali Yıldırım ile İzmir'e gelişinin her yerde faydalı olacakları kanaatini oluşturduğuna değinen Günay, şöyle konuştu: "Bazıları bunu gördükleri için siyasi çekişmelere dönüştürmeye çalışacaktır ama bizim işimiz hizmet, gücümüz millet. Halka hizmeti Hakk'a hizmet olarak görüyoruz. Bunun için 'Gelmedim ben
kavga için, benim işin sevgi için' diyoruz. İzmir'de hep ilerici, yenilikçi hareketler kazanmış. Bizim İzmir'e kendimizi daha iyi anlatmamız lazım. İzmir'e kendimizi anlatmamız konusunda seferberlik lazım. Sokaktaki ilgiden memnunum. Dün gelişigüzel resmi kimse olmadan, kız kardeşim, dayımın kızı ve eniştem ile
alışveriş merkezlerini gezdik. İnsanların göz ifadelerine, yakınlıklarına bakıyorum, memnun oluyorum. Selamladılar, resimler çektirdiler, gülümsediler."
Hemen hemen her hafta
İstanbul'a,
seçim bölgesine de ayda bir gittiğini, Topkapı Sarayı'na evine verdiği kadar
emek verdiğini anlatan Günay, İstanbul ve seçim bölgesinin rahat ettirdiğine değindi. "Benden, beni
yasa önünde zorda bırakacak bir
teklif gelmedi." diyen Günay, şunları söyledi: "İzmir bildiğim bir şehir. İzmir'e kendi evim, yakın sorumluluk alanım olarak bakıyorum. Şimdiye kadar bunaltan bir şey olmadı. Çok rahat çalışıyoruz. İzmir'de birikmiş sorunlar çok daha fazla. İstanbul, siyaseten çok daha geniş hissettiğimiz bir yerdi, burada genişletmemiz gereken bir potansiyel var. İzmir'de sonuçları çok önemsiyorum. 2007'de aldığımız oy yüzde 30 ciddi bir potansiyeldir. O konjonktürde, Türkiye'nin ciddi bir şekilde ürkütüldüğü, korkutulduğu bir dönemde ciddi bir oy potansiyelidir. Bir arkadaşımızı küstürmeden üstüne katmaya çalışacağız."
İzmir'in Alsancak semtindeki
Sümerbank binasını izlerken semtin geri kalmışlığının kendisini çok üzdüğünü söyleyen Günay,
İzmir Valiliği ve
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile bir şeyler yapılması için görüştüğünü belirtti. İzmir'de benzer bir çok kamu yapısının olduğuna dikkat çeken Günay, "Onların bir şekilde İzmir'in sosyal, iş, kültürel hayatına katılması gerekir. Tekrar işletmeye dönüşebilir, müze olur, okul olur, İzmir gibi modernlik bir şehrin ortasındaki metruk binaların olması beni üzer." ifadelerini kullandı.
Bakan Günay, Alsancak Limanı'nın ıslahı, Candarlı'ya düşünülen bir limandan ziyade İnciraltı'na bir tane daha
kruvaziyer limanın yapılmasını düşündüklerini açıkladı. İzmir'in kruvaziyer konusunda ciddi mesafe aldığına dikkat çeken Günay, "İzmir'in kruvaziyer turizmindeki rakamı üç, beş yıl içerisinde yükseldi. Yat limanları, Alsancak'ın da kruvaziyer yetmeyeceği düşünülerek, İnciraltı'na bir kruvaziyer limanı daha yapmamız lazım.
Çeyrek yüzyıllık ufkumuzun olması gerekir." şeklinde konuştu.
Bakan Günay,
Çeşme Yarımadası planıyla ilgili bir iki ay içerisinde çözüme kavuşturacaklarını müjdeledi. Yargının
itiraz ettiği noktaları göz önünde tutup, yeni değerlendirmeler yaptığını, artık Türkiye'nin bu konuda gecikmeye tahammülünün kaldığını kaydeden Günay, şöyle konuştu: "Çeşme'de dünya çapında müracaatlar var. Bu yatırımları dikkatle inceledim, doğayı tahrip etmiyor. Turizmde ve şehirleşmede abartılı bir
beton görüntüsüne katiyyen müsamaha göstermiyorum. Türkiye'nin bundan sonra betonlaşmaması, suyunu, yelini, gökyüzünü, mavisini, yeşilini koruması gerekiyor ki sürdürülebilir bir turizm yapalım. Tarihe ve çevreye saygılı, kaliteyi yüksekte tutan bir turizm konsepti geliştirmek istiyoruz. Çeşme meselesini bir iki ay içerisinde çözeceğiz."
(CİHAN)