Kılıçdaroğlu, yeni belediye binası yanındaki meydanda düzenlenen miting alanına parti otobüsüyle vatandaşları selamlayarak geldi.
Malatya'nın sadece Türkiye'nin tarihinde değil, dünyada da önemli bir yere sahip olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ''Malatya'nın önemi, İsmet
İnönü gibi
Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın ikinci adamını, bir devi yetiştirmiş olmasıdır'' dedi.
Kılıçdaroğlu, İsmet İnönü'nün ''Namuslular da en az namussuzlar kadar cesur olsun'' diye tarihi bir söz söylediğini ifade ederek, ''Biz cesaretimizi İsmet İnönü'nün bu sözünden alıyoruz. Yola çıktık, cesuruz. Yola çıktık, mücadele edeceğiz. Yola çıktık
halkın çıkarlarını savunacağız. Yola çıktık bu güzel coğrafyada bir çocuk bile yatağa aç girmesin diyoruz'' diye konuştu.
Malatya'nın bütün dünyaya hükmeden
kayısının başkenti, dünya kayısı üretiminin merkezi olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, buna rağmen Malatyalıların kayısı üretiminden hak ettiği geliri alamadığını ifade etti.
Malatya'yı eski görkemli günlerine ulaştıracaklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, hedeflerinin emeğe, alın terine değer vermek,
işçi, memur,
emekli, sanayici hereksin kazanmasını sağlamak olduğunu anlattı.
''Hortumları keseceğiz, rantçılar kaybedecek, halk kazanacak'' diyen Kılıçdaroğlu, halkın iktidarında halk için mücadele edeceklerini, halkın çıkarlarını savunacaklarını kaydetti.
Kılıçdaroğlu,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Malatya'ya her gelip gidişinde bir kamu
fabrikasının kapandığını, satıldığını söyledi.
Malatyalı esnafın büyük
alışveriş merkezlerinden yakındığını savunan Kılıçdaroğlu, ''halkın iktidarında alışveriş merkezleriyle ilgili kanunu çıkaracaklarını, esnafa sahip çıkacaklarını'' belirtti.
Emekli olup da çalışan esnafın emekli maaşından kesilen yüzde 15'lik payı kaldıracakları sözünü veren Kılıçdaroğlu, ''Bu Kılıçdaroğlu'nun boynunun borcudur'' dedi.
Miting alanındaki bir vatandaşın ''Allah'ına
kurban'' diye bağırması üzerine Kılıçdaroğlu, ''Şimdi Allah'ına kurban diyorsun. Recep Bey diyecek ki 'Bunlar yine bir şey yapıyorlar'. Hiç meraklanmayın ben de Malatya'nın Allah'ına kurban olayım ne olacak. Ne söylerse söylesin'' dedi.
Malatya'nın halkın iktidarını destekleyeceğini, tavrını halktan yana koyacağına inandığını söyleyen Kılıçdaroğlu, ''Ben hiç kimsenin önünde diz çökmem. Ben hiç kimseden talimat almam, ne Amerika'dan ne başka bir yerden. Sadece ve sadece talimatı halkımdan alırım ben'' diye konuştu.
-''SEN KİM ECEVİT KİM''-
Kılıçdaroğlu,
AK Parti iktidarının, Türkiye'de
tütün üretimini bitirdiğini, Türkiye'de artık
Amerikan tütünü içildiğini belirterek, ''Şimdi soruyorum size. Bu insanlar gerçekten kendi halkını, üreticisini seviyor mu? Alınterine değer veriyor mu? Ne istedin sen tütün üreticisinden de yasaklıyorsun? Sonra ne yaptılar bunlar.. Rahmetli Ecevit'in bir fotoğrafını aldılar, Ecevit'i kötülediler'' dedi.
Ecevit'in özellikle iki konuda tarih yazdığını ifade eden Kılıçdaroğlu, afyon ekiminin yasaklandığı dönemde Ecevit'in ''Benim üreticim afyon da ekecektir'' dediğini aktardı.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, ''Ecevit'e 'Kıbrıs'a çıkamazsın' dediler. Kıbrıs'a çıktı, barış harekatını gerçekleştirdi, yedi düvele rağmen. Sen kalkmışsın Ecevit'i eleştiriyorsun. Sen kim Ecevit kim'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın Malatya'ya bir dahaki gelişinde Malatya Şeker Fabrikasının da kapanacağını ileri sürerek, şöyle devam etti:
''Yazık günah değil mi? Fabrika orada duruyor. Yandaş var. Yandaşlara kaynağı aktaracaklar. Benim için ne var. Benim için
yandaş yok, vatandaş var. Biz vatandaş için çalışacağız, üreteceğiz, vatandaş için alınteri dökeceğiz. Hiç kimseyi ötekileştirmeyeceğiz. Birilerinin yaptığı gibi. Herkesin inancına, herkesin etnik kimliğine, siyasal düşüncesine saygı göstereceğiz. Felsefemiz şu: İnsan düşünceleriyle, kimliğiyle, inancıyla Allah'ın yarattığı en değerli varlıktır ve bizim başımızın üstünde yeri vardır. Ayrılık, g
ayrılık bizim inancımızda yoktur.''
Malatya'daki boşanma davalarının rakamlarını da veren Kılıçdaroğlu, 2004'te bin 286 boşanma davası açılmasına karşın 2011'de bu rakamın 11 bin 446'ya çıktığını belirterek, şunları söyledi:
''Bir evde huzur yoksa, gelir yoksa, işsizlik,
yoksulluk varsa önce
aileyi vurur. Biz ailelerin mutlu olmasını, herkesin huzur içinde yaşamasını istiyoruz, herkesin
akşam evinde tenceresi kaynasın diyoruz. Onlar ne yaptılar, yoksul artırdılar. Yoksulluğu idare etmek değil, tarihe gömmek için aile sigortasını getireceğiz. Yoksulu namerde muhtaç etmeyeceğiz.
Bizim derdimiz; aş, iş. Bizim derdimiz; herkese aş, iş. Bizim öyle
uçuk, kaçık projelerimiz yok. Bizim derdimiz bu ülkede 2,5 aylık Kübra, annesinin kucağında açlıktan ölmesin, bizim derdimiz; Diyarbakır'da bir anne sabahleyin 4 çocuğuna kahvaltı veremedi diye
intihar etmesin, bizim derdimiz; Hakkari'de çöpten kağıt toplayan çocuk, kamyonun altında kalıp ölmesin. Bizim derdimiz bu. Bu dertleri aşmak için proje ürettik, bu dertleri aşmak için
aile sigortası getiriyoruz.
Bugün de beyefendi, 'Her yoksul aileye 600 lira verirseniz milleti tembelliğe alıştırırsınız' demiş. Lafa bak.
Millet aç, karnını doyuracağız. Diyor ki: Tembelliğe alıştıracaksınız. Bizim projemizi bilmiyor, öğrenmiş değil, çünkü okumuyor. Düşüncesi, 'ben CHP'ye nasıl kötülük yaparım, nasıl eleştiririm'. Kardeşim, oturursun adam gibi, aile sigortası projemizi okursun, ondan sonra beni eleştirirsin. Eksiğim varsa söylersin, ben de o eksikten
ders alırım.''