Kılıçdaroğlu, partisince
Kırıkkale Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde
halka hitap etti. Konuşmasına, ''Şimdi bir şey söyleyeceğim, Recep Bey kızacak ama yine de söyleyeyim:
Allah'ına
kurban Kırıkkale. Kırıkkale'yi de seviyoruz, Kırıkkalelileri de seviyoruz'' diye başlayan Kılıçdaroğlu, Kırıkkale'nin ve Kırıkkaleliler'in derdini bildiklerini söyledi.
''Kırıkkale büyüseydi, milletvekili sayısının 4'ten 3'e düşmeyeceğini'' söyleyen Kılıçdaroğlu, Kırıkkale'den başka illere giden nüfus sayısının 100 bin olduğunu kaydetti. Emeklilerin Kırıkkale'de, çocuklarının Ankara'da, İzmir'de, İstanbul'da olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Niye bu
aileler parçalanıyor, neden Kırıkkale bu hale geliyor?'' diye sordu.
12 Haziran'da
seçime gidileceğini anımsatan Kılıçdaroğlu, ''
Nüfus azalabilir, işsizlik olabilir,
çiftçi perişan vaziyette, esnaf zaten üretmese de olur,
emekçi sürünsün'' diyenlerin adresinin AKP; ''Bu
ülkede
üretim olsun, güzellik olsun, aş-iş olsun, atanamayan öğretmen kalmasın,
emekliler de bu ülkenin birinci
sınıf yurttaşı olsun'' diyenlerin adresinin ise
CHP olduğunu ifade etti. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Biz, bu ülkede barış içinde yaşamak istiyoruz,
özgürlük içinde yaşamak istiyoruz; çocuklarımızın karnı doysun istiyoruz, aşımız olsun, işimiz olsun istiyoruz; işimiz olsun, aşımız olsun, mutlu bir yuvamız olsun, 'hepimiz huzur içinde yaşayalım' diyoruz. Eğer bunu yapabilirsek, Kırıkkale de mutlu olur,
Türkiye de mutlu olur. Siz bakmayın onların dediğine. Efendim neymiş istikrar sürüyormuş, hangi istikrar?
Kredi kartı borçlarınız var mı? Çiftçinin borcu var mı, esnafın borcu var mı?''
Vatandaşların 2002 yılında 6 milyar lira olan borcunun, 2010 yılında 6 milyar TL'den 175 milyar liraya çıktığını kaydeden Kılıçdaroğlu, ''İstikrar sürsün diyorlar ya kendi cepleri dolacak, vatandaşın cebi boşalacak. Bunların derdi o. Bu derde derman olacağız, onların ceplerinden parayı alıp, halka vereceğiz'' dedi.
-''BABALARINIZA, DEDELERİNİZE SORUN''-
Kırıkkale'yi Kırıkkale yapan partinin CHP olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, ''Babalarınıza, dedelerinize sorun. Onların hepsi Cumhuriyet Halk Partiliydi. Hepsi o
fabrikalarda çalıştı, hepsi alın teri döktü, hepsi mücadele etti. Peki geldiler, 9 yılda Kırıkkale'ye ne yaptılar? Bir fabrika açtılar mı?'' diye sordu.
Kılıçdardoğlu, Makina Kimya'da binlerce
işçi çalıştığını fakat
AK Parti döneminde büyük bir kısmının satıldığını, 15-20 bin işçinin çalıştığı fabrikalarda şimdi çok az kişinin çalıştığını söyledi.
Vatandaşlara ''Kırıkkale, fabrikalarının kapanmasını hak ediyor mu?'' diye soran Kılıçdardoğlu, ''Kırıkkale bunu hak etmiyor, yazık, günah Kırıkkale'ye. Onun için diyoruz ki: 12 Haziran'da sandığa giderken bunu düşünerek gidin, Türkiye'yi düşünerek gidin, çocuklarınızın geleceğini düşünerek gidin. Emeğe değer veriyorsanız gidin, alın terine değer veriyorsanız gidin AKP'yi sandığa gömün. Bu görev sizindir'' şeklinde konuştu.
-''KIRIKKALE, EMEKLİLER KENTİ OLDU''-
Emeklilerin sorunlarına da değinen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Çalışanlar burada yok, çoğu Kırıkkale'yi terk etti. Kırıkkale, bir emekliler kenti oldu, 51 bin emeklimiz var. Emeklilerin derdi de o kadar derin ki... Kahvede oturup çay içemiyor. Bir emekliler parkı yapmışlar. Bizim arkadaşlar daha önce geldiler, emekliler parkında emeklilerle beraber oldular. Niye kahvede oturmuyorsunuz? Çay içecek para yok. Emekliyi bu hale getiren partiyi biliyorsunuz herhalde. Kim bu parti, AKP mi? Aldatanlar ve kandıranlar partisi değil mi? Ne diye
iktidar oldular: Herkesin işi, aşı olacaktı,
yoksulluk, yolsuzluk bitecekti, yasaklar olmayacaktı. Türkiye,
cennet bir ülke olacaktı ve büyüyecekti. Şimdi bakın, yoksulluk bitti mi, yolsuzluk bitti mi, yasaklar bitti mi? Telefonlarınızla rahat konuşuyor musunuz? 2,5 aylık Kübra annesinin kucağında
açlıktan öldü. Ben diyorum ki: Bu ülkede yoksulluğu bitireceğim. 'Bir çocuk bile yatağa aç girmeyecek' diyorum, Recep Bey'in bana cevabı 'parayı nereden bulacaksın?' diyor,
Merkez Bankasında para. 'Sen gözünü paraya diktin' diyor.
Size soruyorum: Bir çocuğun hayatı mı önemli, Merkez Bankasında duran para mı önemli. Bunların gözünü para bürümüş. Her şeyi parayla görüyorlar. İnsan açlıktan ölür mü, 21. yüzyılın Türkiyesinde? 'Ben açlığı bitireceğim' diyorum, o 'parayı nereden bulacaksın' diyor. Ben, parayı bulurum, açlığı bitiririm, refahı topluma yayarım, Türkiye'yi onurlu bir Türkiye haline getiririm.''
Kırıkkalelilerin geçmişte şu veya bu partiye oy vermiş olabileceklerini, buna da saygı duyduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şimdi halkın sorunlarına kilitlenen, sadece eleştirmeyen,
öneri getiren, çiftçiyi kucaklayan, esnafı kucaklayan, halkı kucaklayan yeni
Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu söyledi.
Yeni Cumhuriyet Halk Partisi'nin işçinin, emeklinin, çiftçinin, esnafın, sanatçının, öğrencinin, halkın partisi olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Ben kendi hesabıma günde en az 16 saat çalışıyorum, 16 saat emek harcıyorum, alın teri döküyorum. Tek derdim var, bu ülkede huzur olsun. Tek derdim var, bu ülkede açlık olmasın. Tek derdim var bu ülkede herkesin işi olsun, tek derdim var onurlu Türkiye olsun. Onların derdi başka. Siz hiç meraklanmayın. Kemal kardeşiniz Recep Bey'in ezberini ve kimyasını bozdu, şifresini de çözdü. 16 saat çalışıyorum, AKP'nin gövdesini silkeliyorum. Arada birileri düşüyor. Dallarını silkelemek de size ait. Söz mü? AKP'nin dallarını Kırıkkale'de silkelemeye söz mü? Siz söz verdikçe bu mesele bitmiş demektir'' diye konuştu.
''Öyle dallarını silkeleyin derken, sakın ola ki bir
meyve düşer diye beklemeyin'' diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Bir tek meyve bile düşmez. Düşse düşse dikkat edin, Recep Bey düşebilir. Eğer bereketli bir
ağaç olsaydı, bu memlekette bu kadar işsizlik olur muydu? Bu iktidar bereketli olsaydı bu kadar yoksulluk olur muydu? Bu iktidar bereketli olsaydı çiftçi ektiği ürünün karşılığını alırdı herhalde. Alıyor mu? Bereketsiz bir iktidar, halkı değil cebini düşünen bir iktidar, halkı değil köşeyi dönen bir iktidar. Size sözüm var: Bu ülkede önce halk zenginleşecek diyorum. Sizin için çalışacağız, sizin için üreteceğiz.''
Türkiye'de 9 milyon emekli olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, emeklilerin haklarını en çok savunan genel başkanın kendisi olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, ''Kusura bakmayın, emekli gidip AKP'ye oy veriyor, bunu kabul etmiyorum, şiddetle reddediyorum. Hiçbir emeklinin AKP'ye oy vermesini istemiyorum. Emeklinin önünde iki seçenek var; 'ben sürünmeye razıyım, bir şey olmaz, bu kadar süründük varsın bundan sonra da sürünelim' diyecekse hiç şikayet etmesin halinden, koşa koşa gidip AKP'ye oy versin ama halinden şikayet ediyorsa kusura bakmasın gelecek Cumhuriyet Halk Partisi'ne. Babasının partisine gelecek, dedesinin partisine gelecek. Cumhuriyet Halk Partisi'ne oy verecek, ona huzur getireceğiz'' diye konuştu.
-''MKE YOK EDİLECEK''-
MKE'nin yakında yok edileceğini öne süren Kılıçdaroğlu, ''Oy verin AKP'ye, göreceksiniz onu da bitirecekler. Kırıkkale'yi yiyip yiyip köye dönüştürecekler. Böyle bir şey olur mu burası il. Buranın il olmasında imzası olan arkadaşımız da sizin adayınız o da burada'' dedi.
''Recep Bey, buraya gelip 'ben Kırıkkale'yi il yaptım' dedi mi?'' diye soran Kılıçdaroğlu,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 1992 yılında kurulan
Zonguldak Karaelmas Üniversitesini kendilerinin yaptığını söylediğini dile getirdi.
Vatandaşlara, belediyeden memnun olup olmadıklarını soran Kılıçdaroğlu, ''hayır'' yanıtı alması üzerine, ''Allah Allah, Recep Bey diyor ki 'bizim belediye çok iyi çalışıyor'. Belediye çalışmıyorsa AKP de çalışmıyor. Ceplerini düşünenler, halkı düşünemezler. Onun için yeni Cumhuriyet Halk Partisi, halkı düşünen bir partidir, cebini değil, geleceği düşünen bir partidir, geçmişi değil'' diye konuştu.
Alanda bulunan bir biçerdöver üzerine asılı ''Başbakanın oğlunun gemiciğine mazot 1.5 lira, çiftçiye mazot 3.60 lira'' yazılı pankartı okuyan Kılıçdaroğlu, dünyanın en pahalı mazotunun, en pahalı gübresinin, en pahalı ilacının çiftçiye verildiğini, çiftçinin ektiği ürünün karşılığını alamadığını söyledi.
Son 9 yılda 2 milyon hektar arazinin ekilmediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, ''Çiftçi perişan vaziyette, milletin anasını ağlattı ben bunu biliyorum. Hatırlarsınız bir çiftçi Başbakana dedi ki 'derdim var, anamızı ağlattın.' Verdiği
cevap, 'al ananı da git.' Bütün çiftçi kardeşlerime söylüyorum, sizin ananız için söylenen bu sözü, demokratik yollarla sandığa gideceğiz, onu sandığa gömüp dersini vereceğiz'' şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, mazotu çiftçiye 1,5 liraya vereceklerini, elektrik borçlarını da sileceklerini söyledi.
Kırıkkale Belediye Başkanının
istifa etmesini isteyen Kılıçdaroğlu, ''13 aydır
maaş vermiyor orada çalışan insanlara. Hele bir de Keskin Belediyesi var, o 25 aydır maaş vermiyor.
Hani Kırıkkale büyümüştü, hani Türkiye büyüyordu. Onların cebi büyüdükçe sanıyorlar ki herkesin cebi büyüyor. Onların cebinde dolar,
avro var, onlar Türk
Lirası da taşımıyor zaten. Belediye, yatırım yaptı, su getirdi, içiliyor mu? Arıtma tesisi yapmış çalışmıyor. Belediye böyleyse AKP de böyledir unutmayın'' dedi.
Kılıçdaroğlu, son 9 yılda 33 milyar dolarlık
özelleştirme yapıldığını, buradan gelen paranın nereye gittiğini sordu.
Taşeronlaşmayı bitireceklerini, herkesin örgütlü, sendikalı olacağını belirten Kılıçdaroğlu, aile sigortasıyla yoksuluğu ortadan kaldıracaklarını, esnafın emekli aylığından kesilen yüzde 15 sosyal güvenlik
destek primini kaldıracaklarını anlattı.
Kırıkkaleli erkeklerden bu
akşam eve giderken eşlerine bir pırlanta yüzük almalarını isteyen Kılıçdaroğlu, ''Olmaz mı, para mı yok? Recep Bey'de para çok. Bu örneği niye verdim? Recep Bey'in oğlu
kuyumcu, pırlanta dükkanı açtı.
Pırlantada
vergi sıfır oldu. Kefen bezinde, ekmekte, sütte vergi var, otobüse binersiniz vergi var. Recep Bey'in oğlundan pırlanta yüzük alın vergi yok'' ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, konuşmasını yaparken Kırıkkale Emekliler Derneği Başkanı Basri Keskin, emeklilerin sorunlarını içeren bir dosyayı Kılıçdaroğlu'na sundu. Kılıçdaroğlu, mitingin ardından seçim otobüsünde kendisine ikram edilen içeceğin, ne olduğunun sorulması üzerine, ''İçerisinde zencefil var sanırım. Biraz acı ama boğazıma iyi geldiği için içiyorum'' yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, daha sonra helikopterle Bolu'ya hareket etti.