ÖMER ŞAHİN - ZAMAN Seçim süreci ve muhalefet partilerinin izlediği çizgiye dair tespitlerini paylaşan Akdoğan, CHP'nin seçim vaatleri için, "Cem Uzan'ın kuru popülizmini andırıyor. Vatandaşın böyle hesaba kitaba dayanmayan kuru vaatlere inanması zor." iddiasında bulunuyor. Devlet Bahçeli yönetimindeki MHP'de ise ciddi bir eksen kayması yaşandığı görüşünde. Bunu, "MHP'de muhafazakârlık ve maneviyatçılık tasfiye ediliyor. MHP'nin milliyetçilikten laikçi ulusalcılığa kaydığı gözleniyor." sözleriyle dile getiriyor. BDP'ye de, Kürt vatandaşlarının sorunlarıyla uğraşmak yerine bütün enerjisini teröristbaşı Abdullah Öcalan'ı kurtarmaya harcadığı eleştirisini getiriyor. Akdoğan, muhalefet partilerinin seçim kampanyasında kullandığı üslubu da eleştirirken küfre varan ağır sözleri, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "karizma"sına bağlıyor. Ona göre, diğer liderler, doğrudan Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "karizma"sını hedef aldıkları için iftira ve hakarete sarılıyor. Yalçın Akdoğan, anamuhalefet partisinin hedefe ulaşmak için her yolu 'mubah' gören bir anlayışa girdiği düşüncesinde. Bu nedenle geçmişini unutturmaya çalıştığına ve 'redd-i miras' yoluna gittiğine dikkat çekiyor. Ancak bunun samimi bir açılım olmadığı iddiasında. "CHP, yakın geçmişine sünger çekmiş, eski tavırlarına çizik atmış gibi bir görünüm sergiliyor. Kısa bir sürede böyle bir değişim gerçekleşmeyeceğine göre, ortada büyük bir kandırmaca var demektir." fikrini savunuyor. Akdoğan'ın, barajı aşıp aşamayacağı tartışma konusu olan MHP'ye ilişkin iddiaları da var. "MHP kazanı fokur fokur kaynıyor." diyen Akdoğan, 12 Eylül referandumuna "evet" diyen ülkücülerin parti yönetimi tarafından aşağılanmasını bunun gerekçeleri arasında sayıyor. MHP'de tavan ile taban arasındaki ilişkinin gün geçtikçe koptuğu tespitinin ardından, Bahçeli'nin kullandığı üslubun da ülkücü tabanda rahatsızlık doğurduğunu öne sürüyor. BDP'ye ilişkin eleştirilerde de bulunan eski Başdanışman, Türkiye'nin birlik ve beraberliğinin teminatının AK Parti olduğunu savunuyor. Kendi döneminde terörle mücadeleden taviz verilmezken hak ve özgürlükler alanında önemli adımlar atıldığını hatırlatıyor. Ankara'nın her tarafını dolaştığını, farklı kesimlerle temas ettiğini anlatırken, vatandaşların da izlenen politikalardan memmun olduğunu ifade ediyor.