Erzurum Girişimci İşadamları Derneği tarafından
Atatürk Üniversitesi
Kültür ve Gösteri Merkezi'nde, '
Türkiye'de
12 Haziran Öncesi ve Sonrası Demokrasi' konulu konferans düzenlendi.
Konferansa konuşmacı olarak Araştırmacı-
Yazar Doç. Dr.
Önder Aytaç ile Doç. Dr. Emre
Uslu katıldı. Konferansa çok sayıda ve öğrenci ve vatandaş ile iş dünyasından birçok çalışan ilgi gösterdi. Salona sığmayan dinleyicilerin çoğu geri dönmek zorunda kaldı.
"ŞER GÜÇLER KARDEŞ KAVGASI PEŞİNDE"
Doç. Dr.
Önder Aytaç, Türkiye'de kardeş kavgası çıkartmak isteyen şer güçlerin varlıklarını ve etkinliklerini gösterdiklerini söyledi.
Aytaç, ülkede demokratikleşmeden korkan, bağımsız ve güçlü Türkiye istemeyen
Balyoz ve
Ergenekon tipi yapılanmaların halkın
egemen iradesinin iktidara gelmesine karşı olduğunu ifade etti.
12 Haziran'da yapılacak milletvekili seçimlerinin ve sonrasının ileri
demokrasi ve
sivil anayasa için önemli bir dönüm tarihi olduğunu anlatan Doç. Dr. Aytaç, "Ülkede Türk-
Kürt,
Alevi-
Sünni, sağcı-solcu kavgası yok. Sadece ülkenin güçlenmesini, baskıcı statükonun devam edip,
Anadolu halkının iktidara gelmesini engellemek isteyen şer güçlerinin tezgâhladıkları çirkin ve kanlı senaryolar var. Bu şer güçler kardeş kavgası için ellerinden gelen her şeyi yapıyor, yapmaya da devam ediyor." dedi.
Türkiye'de yakın bir zamana kadar
yönetimde egemen olan jakoben zihniyetin Anadolu'nun esmer ve kavruk tenli Türk ve Kürtlerine yaşadıkları toprakları zindan ettiğini de iddia eden Önder Aytaç, "Anadolu'nun gerçek sahibi biziz. Bize, Anadolu insanına yani Türke ve Kürde bu toprakları zindan ettiler. Darbelerle, cuntalarla, post
modern darbelerle hep aynı zihniyetle halkı ezdiler. Bunun için 12 Haziran'da bir kişi yanında ez az 25 kişiyi
sandık başına götürmeli. Bu şekilde
darbeci ve cuntacıları seçimlere yüksek katılımla ağlatalım." diye konuştu.
Doç. Dr. Aytaç, konuşmalarını
arşiv haber ve sunumları ile desteklemeyi de
ihmal etmedi.
"TÜRKİYENİN ÜÇ TEMEL SORUNU VAR"
Araştırmacı- Yazar Doç. Dr.
Emre Uslu ise Türkiye'nin demokratikleşmesi için
toplumun
kent kültürüne sahip olması gerektiğini ileri sürdü.
Toplumun olaylara bakışı, insan ve
sistem konuları üzerinde duran Uslu,
yaşam kalitesinin ancak sahip olunan demokratik bilinçle mümkün olabileceğini dile getirdi.
Toplumda olayları anlama ve özümseme sorunu olduğunu ve bunun aşılması halinde
özgürlüklerin kendiliğinden geleceğine de dile getiren Uslu, "Kırsal yaşam kültüründen, kent yaşam kültürüne geçilmedikçe özgürlük taleplerimiz kısıtlı olacaktır." şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Uslu, kırsal toplum anlayışının bir gereği olarak devlete kutsiyet biçildiğini ve bunun da bireylerin özgürlükleri önünde engel oluşturduğunu söyledi.
Toplumsal kutsallarda devletin olmamasının gerekliliğine vurgu yapan Doç. Dr. Emre Uslu, "Devlete izafe edilen kutsallıktan, devlet memnun. Kutsallarda devlet olmamalı. Bizim oluşturduğumuz bir sistemi eleştiremezsek, demokrasi çıtasını aşağı çekmiş oluruz. İnsanların devleti olur, devletlerin insanı olmaz. Buna göre bürokrasiyi insanı ezmek için kurmuşuz. Ama bürokratik değişimle bu ezme olayı biraz daha azaldı." ifadelerini kullandı.
"EN BÜYÜK ÇILGIN PROJE YENİ ANAYASA"
Türkiye'deki demokratik değişimi ve yeni anayasa sürecini de değerlendiren Emre Uslu, hiçbir çılgın projenin 'Demokratik yeni
Anayasa'dan daha çılgın olamayacağını savundu. Uslu, mevcut anayasanın değiştirilmesinin, Türkiye'nin uzaya çıkmasından daha çılgın ve önemli olacağına dikkat çeken Doç. Dr. Uslu, şunları kaydetti: "Devleti değil insanı esas alan Anayasa çok önemli. Bundan daha çılgın ve büyük proje olamaz. 12 Haziran'da sandık başına giderek bunu taçlandıracağız. Kişilerin inançları, düşünceleri devleti ilgilendirmiyor. Bunu sağlayacak olan insana insan olduğu için değer veren yeni anayasa bu nedenle çok önemli. Tekerleğin tümseği aşacağı 12 Haziran'a çok az gün kaldı."
Konferans sonrasında Doğu Anadolu
Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu Başkanı Mustafa Yıldız ile ERGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan
Özdemir, konuşmacılara günün anısına şilt takdim etti.