Zeybek,
Balyoz darbe planı davasında
tutuklu bulunan
Orgeneral Çetin Doğan'ın, mesleği gereği her şeyle savaştığını söyledi.
Siyasi yaşamı boyunca Doğan'la iki defa karşı karşıya geldiğini anlatan Zeybek, şunları kaydetti: "Balyoz davasının başında bulunan
arkadaş, bir numaralı sanığıyla iki defa şahsi husumetimiz oldu. Birisi 28
Şubat sürecindeydi, ben bakandım. 54.
Hükümet, bir
havuz sistemi
icat etti. Millî Kaynak Paketi yaptık. Dışarıdan
kredi almadan
Türkiye'de hem
ekonomik çarklar dönebilir hem de gelişme sağlanabilir dedik. Hakikakaten de elimizde çok büyük paralar birikti; memurlara, işçilere ve emeklilere yüzde 120 zam yaptık. Böyle bir dönemde bundan rahatsız olanlar, bir irtica piyesini sahneye koydu. Bu bir tiyatroydu, perde arkasında yine global kapital vardı. Finans kapitalin Türkiye uzantısı olan bankacılık sistemi, büyük kârlarından yoksun hale geldi. O hükümetin devrilmesine karar verildi. Bir kışkırtma yapıldı, cuntacılık başlatıldı. O zaman Sayın Çetin Doğan da Batı Çalışma Grubu'nun başındaydı. İsmi bile çok ilginçtir, bilinçaltlarını işaret ediyor. Mesela 'Ata' diyebilirlerdi. Bizim ordumuzun geleneğinde çok güzel bir Atatürkçülük duyarlılığı vardı ama 'Batı' dediler ve başında da bu zat vardı."
Çetin Doğan'la bir defa daha karşı karşıya geldiklerini anlatan
DP Lideri Zeybek, "Sonra benim kurduğum ve 14 yıl yöneticiliğini yaptığım, Kazakistan'daki Ahmet Yesevi Üniversitesi'nin başkanlığına, dönemin Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer tarafından atandı. Bir orgeneral, hayatı savaş ilmi almakla geçmiş birisi, bir üniversitenin başına getiriliyor. Ne yapar bu insan?
Savaşır değil mi? O da savaştı. Neyle? Benimle savaştı, Kazaklarla savaştı, başörtüsüyle savaştı. Bir şey buldu savaştı. Tabii biz onunla o zamanlar çatıştık. Şimdi üçüncü defa benim karşımda
aday." şeklinde konuştu.
'UCUBE DEYİP YIKTIRMASIN'
İzmir Gündoğdu Meydanı'nda "
Cumhuriyet Ağacı" olarak adlandırılan anıtı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yıktırabileceğini iddia eden
Namık Kemal Zeybek, toplantı sonunda anıtın yanına giderek şunları söyledi:"Başbakan Erdoğan uzaktan gördü, 'Nedir bu ucube?' dedi. Böylece bir kişinin verdiği hükümle bütün kurum ve kurulların, sanatçıların emeği yok haline getirildi. Bu da ülkemizin ne halde olduğunu gösteriyor. En ağır dikttatorya rejimlerinde bile hüküm yetkisi ne başbakana ne de
cumhurbaşkanına verilir."